MHP "Paralel Yapı"dan Uzak Durmalıdır [Ömer Sağlam]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Sayın Bahçeli'nin 22 Mart günü Erzurum mitinginde yapmış olduğu konuşmayı duyunca, 23 Mart günü not defteri ve bir nev'i günlük olarak da kullandığım facebook sayfamda "MHP Paralel Yapıdan Uzak Durmalıdır!" başlığı altında şu yorumları yapmıştım:

"Fethullah Gülen, referandum sırasında MHP'nin 'HAYIR' kampanyasına karşın 'Elimden gelse mezardaki ölüleri de kaldırıp EVET oyu verdirirdim' demişti değil mi?  Şu halde MHP, temsil ettiği ideoloji ile taban tabana zıt bir siyaset takip eden bu cemaatle yan yana gelemez. Öte yanda bu cemaatin, 12 yıldır üstü örtülü bir koalisyon içinde olduğu AKP hakkında yaptıklarına bakınca, aynı şeyleri MHP hakkında da yapmayacağından asla emin olamayız? Şu halde MHP, bu cemaatten uzak durmasa bile her an 'Aklımda' mantığı ile hareket etmek zorundadır. Bu bakımdan Sayın Bahçeli'nin 22 Mart günü Erzurum meydanında Fethullah Gülen'i ima ile 'Allah dostu, hidayet burcu, kamil insan, manevi dünyamız ve gönül ve vicdan alemimiz.' şeklinde sergilemiş olduğu yaklaşımı abartılı ve gereksiz buluyoruz(1).

 Ayrıca kimin Allah ile dost olduğunu ancak Allah bilir. Lütfen şarlatanlardan uzak duralım. Cemaatle yakınlaşmak MHP'ye yarar getirmez. Cemaatten uzak durmak, onlara düşman olmak değildir. Evet, MHP herkesin oyuna taliptir. Ancak oylarını alacağız diyerek belli gruplara sahip çıkıyor görüntüsü vermek yanlıştır...

MHP, cemaatle yakınlaşacağına vatansever Kürt kardeşlerimizle yakınlaşmalıdır. Esasen doğru olan da budur. Çünkü bu cemaat, 1960'lı yıllardan beri sürekli olarak farklı partilere destek vererek varlığını devam ettirmiş bir yapıdır. Bugün MHP'ye göz kırpar, yarın gider BDP'ye göz kırpar. Esasen cemaat, şu anda Barzani'nin kurmuş olduğu korsan devlete bürokrat yetiştirmekle meşgul. Kuzey Irak'ta ilkokuldan üniversiteye varıncaya kadar birçok okulu vardır.

Cemaatin Türk Kültürü'ne ve Türk Dili'ne hizmet ettiği de tartışmalıdır. Eğer öyle olsaydı; cemaatin bugün Çin'in esareti altındaki Doğu Türkistan'da okulları olurdu. Ancak hayır; ABD nerede okul açmalarına izin verirse orada okul açıyorlar. ABD, nerede etkinse onlar da ancak oralarda varlıklarını gösterebiliyorlar. Bu da, bu cemaati şaibeli duruma getiriyor. Ayrıca cemaatin yabancı ülkelerdeki okullarında eğitim dili İngilizce'dir. MHP Türk Milliyetçiliği ideolojisini savunuyor, cemaat sanki dünya vatandaşlığını savunuyor görüntüsü veriyor. Bu sebeple iki tarafın aynı hedefte birleşmesi mümkün değildir. Ancak medeni ölçüler içinde elbette cemaatle de ilişki kurulabilir.

Bana göre; MHP, Allah dostu da olsalar din büyüğü denilen adamları bir yana bırakıp, Aşık Şenliklerle, Aşık Reyhanilerle, Erzurumlu Emrahlarla ve hepsinin de üstünde Nene Hatunlarla siyaset yapsa çok daha iyi eder. Çünkü din ve din adamları üzerinden siyaset yapma konusunda AKP çok daha başarılıdır!"

Gelinen noktada bizim haklılığımız bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. Zira Erzurum'u kazanan, Erzurum Meydanı'nda Erzurumlu din alimlerini ima ile "Allah dostu, hidayet burcu, kamil insan, manevi dünyamız, gönül ve vicdan alemimiz." diyen Bahçeli'nin MHP'si değil, tam tersine yine aynı meydanda Erzurumlu Fethullah Gülen'i yerden yere vuran Erzurumlu Efkan Ala ve Tayyip Erdoğan'ın AKP'si olmuştur.

Bakınız Erzurumlu Efkan Ala, Erzurum meydanında hemşerisi Fethullah Gülen hakkında neler demiş: "Sen, Fas'tan Endonezya'ya kadar, Kırım'dan, Sudan'a kadar herkesin 'Allah razı olsun dediği, hareketin liderine sen 'dur' diyorsun. Kimsin sen? Kimsin? Buna senin gücün yeter mi?Biz kaç darbe girişimi atlatmışız kardeşim, senin haberin var mı? Biz kaç darbeyi bertaraf etmişiz. Senin ağababalarını yenmişiz, ağababalarını. Sana pabuç bırakır mıyız(2).

Peki, Erzurum meydanında Erzurumlulara hitap ederken Tayyip Bey ne demiş Erzurumlu Fethullah Gülen hakkında? O da şöyle demiş:
"Pensilvanya'da inzivadaymış, ne inzivası. Mekke'ye, Medine'ye git. Erzurum'a gel. Konya'ya gel...Bunlar yıllarca bizi de Türkiye'yi de dünyayı da aldattılar. Bunların yüzü dost, arkadan hançerlemek için fırsat kolluyor.Erzurum'dan kovulduktan sonra hiçbir yerde barınamamış... Bu zat CHP'ye, MHP'ye çalışıyor. Kendisine dünya imparatorluğu kurmaya çalışıyor. Bir ceketim var diyor. Yalan, hepsi yalan. (İçine) CHP, MHP, Holdingler, ananaslar, kurban derileri, himmetler sığıyor. Bu ne ceketmiş! 1999'da kaçıp gitti. Ben gel diyorum, (gelmiyor). Bundan sonra Türkçe Olimpiyatları hikaye, yapamazlar. Bitti o iş. Artık bizden stad alacak, kapalı spor alanı alacak... Geç o işi geç. O defter artık kapandı... Biz bunların hakkından geldik. Erzurumlu bir yiğidi (Efkan Ala'yı kastediyor) İçişleri Bakanı yaptık. Bu paralel yapıyla mücadele ediyor. Ağababalarıyla mücadele ediyor. Bizim alt tarafla işimiz yok. Onlar masum. Üst takımla mücadelemiz sürecek. İmam-Hatiplilerin kapatılmasına ses çıkarmadı. Başlarını açın diyen kişi bu... Bu Pensilvanya'daki zat, CHP ve MHP'yi kuyruğuna takmış durumda. MHP'nin başındaki zat en ağır hakaretleri ediyordu, şimdi o da onun kuyruğuna takıldı..."(3).

Anlaşılan; Erzurumlu Fethullah Gülen ve hareketinin, ülke için zararlı olmaya başladığının, bu hareketin hizmet hareketi kimliğinden çıkıp, büsbütün siyaset yaptığının ve  propaganda faktörünü kullanarak kendisini olduğundan daha güçlü göstermeye çalıştığının Erzurumlular da farkındalar. Onun için de hemşerileri Gülen'e değil, Erdoğan'a destek vermişlerdir. 

Üstelik, Zaman Gazetesi yazarları Hüseyin Gülerce, Ahmet Turan Alkan ve İhsan Yılmaz'ın, seçimlerden hemen sonra yazdıkları yazılar da gösterdi ki; cemaatin oyu ancak %1-2 civarında ve bu cemaat, bu oy oranı ile oy desteği hâlâ %45'lerde bulunan bir iktidara karşı mücadele başlattıklarına bin pişman! Kendilerini tıpkı yel değirmenlerine saldıran Donkişot ve onun seyisi Sanço Panço gibi görüyorlar artık! Üstelik Gülen cemaatinin büyük ölçüde yine AKP'ye oy verdiği de ortaya çıkmış bulunmaktadır. Birçok kamuoyu araştırmacısı böyle diyor çünkü. Yani, Erzurumlu hemşerileri başta olmak üzere; kendi cemaat mensupları bile dinlememişler Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi hazretlerini!

Bu konuda en çarpıcı itiraflardan birisini cemaat mensubu ve aynı zamanda bir akademisyen olan Doç. Dr. İhsan Yılmaz dile getirmiştir. Şu sözler ona aittir:

"Hizmet hareketimiz için ortaya konan ‘yüzde 1’ rakamı gerçekçi bir rakam. Özgül ağırlığı olan bir hareketiz. Ancak insanları korkutmak için bu rakamı 3-5 milyon gibi gösteriyorlar. Gazete satışımız belli, ki onu da camiamız dışında alanlar da var. Özgül ağırlığı olan bir hareket. Hükümetin oylarındaki 5 puanlık düşüşün tamamı bizim etkimiz değildir. Liberaller, demokratlar, Twitter kullanıcısı AKP’liler vardı. Bizim etkimiz olsa olsa yüzde 2-3’tür..."(4)

Cudi Dağı'ndaki Asena
Yukarıda "MHP, cemaatle yakınlaşacağına vatansever Kürt kardeşlerimizle yakınlaşmalıdır.  Esasen doğru olan da budur." şeklinde bir cümle kullanmıştım. Sebebi; "Kürt’üm. Kürtlerin sevmediği bir partideyim ama aslımı inkâr etmiyorum. Edemem. Kimliğimle gurur duyuyorum. MHP’nin üst kadrolarında da pek çok Kürt var. Hem kadınım, hem MHP’liyim, hem de Kürt’üm. Batı’da Kürt, burada MHP’li, Türkiye’nin her yerinde kadın olmak zor. Ben seçimin dezavantaj şampiyonuyum”(5) diyerek MHP'den Hakkari Belediye Başkanı adayı olan Belkıs Öztunç'tur. Demek oluyor ki; MHP, Hakkari'de de ilgi görebilen bir partidir. MHP, yeter ki; oralara da el uzatabilsin. Bugün Jirki aşiretine mensup cesur yürekli bir Asena bulur, yarın bu Asenaların sayısı yüzleri bulur. Vakti gelir o yüzlerce Asena'dan binlerce Bozkurt olur. Çünkü Bozkurtları doğuranlar da Asenalardır...

MHP'de Operasyon mu Var?
"MHP Kastamonu'yu neden kaybetti, Erzurum'u neden kazanamadı?" başlıklı yazımız oldukça yoğun ilgi gördü. Birçok okurum yorumlar yaptılar. Bunun yanında özelime e-posta gönderen bazı okurlarım da oldu. Bunlardan birisi de H.Başaran isimli okurumdu. H.Başaran, belli ki; Kastamonu'da olan bitenleri yakından biliyor. İl ve Genel Merkez bazında MHP'nin Kastamonu'da yapmış olduğu hataları akılcı ve gerçekçi biçimde birbir sıralamış göndermiş olduğu elektronik postasında. Umarım H.Başaran'ın dile getirdiği hatalar bir an önce giderilir ve gerekli tedbirler bir an önce alınır Kastamonu'da.

Bu anlamda dün medyaya düşen bir haber, benim için oldukça umut verici olmuştur. EtikHaber isimli internet sitesinin haberine göre; MHP Genel Merkez Yönetimi,  "30 Mart yerel seçimlerinde arzulanan sonuçların çok gerisine düşen, oyların azalmasına mani olamayan ve değişik partilere oy kaymasını engelleyemeyen il ve ilçe teşkilatlarının ya kapatılacağı ya da feshedileceği kesin bir dille ifade etmiş. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin siyasi çalışmalarda başarısızlık gösteren, görevini layıkıyla ifa edemeyen, boş bahanelerle zaman israf eden, parti disiplin ve ilkelerine riayet etmeyen kim olursa olsun gerekli ve önleyici önlemleri eksiksiz alacağı belirtilmiştir."(6).

Partinin yerel teşkilatlarının sık sık değiştirilmesi ne kadar isabetlidir elbette bilmiyorum ama, kanaatimizce bu operasyonun, sadece mahalli teşkilatlarla sınırlı kalmaması gerekiyor. Bize göre; adayların belirlenmesi sürecinde Genel Merkez'i yanıltanların ve seçim propagandasının kurgusunu oluşturanların da operasyon kapsamına alınması faydalı olacaktır. Mesela propaganda metinlerini hazırlayarak Sayın Bahçeli'yi sadece Tayyip Bey ve aile fertlerinin iddia konusu yolsuzlukları üzerine yoğunlaştırıp kendisine MHP'nin projelerini anlatma fırsatı tanımayanlar, ayrıca cemaati ve bu cemaatin gücünü doğru analiz edemeyerek cemaatin %1-2 oranındaki oyuna göz dikmek suretiyle MHP'yi Paralel Yapıya bulaştırarak Tayyip Erdoğan'ın hedef tahtası haline getirenler de operasyon kapsamına alınmak zorundadır.

Aksi takdirde geçmişte de sık sık yapıldığı gibi sadece il ve ilçe teşkilatlarını kapsayan operasyonlar faydadan çok zarar getirecektir. Zira her görevden alma ve lağvedilme, beraberinde yeni küskünler ordusu ve yeni muhalif yapılar ortaya çıkarmaktadır. Böyle olmasa bile, en azından parti teşkilatlarında Genel Merkez'e karşı güvensizlik duygusu oluşturmakta, bu da yerel teşkilatlarda gevşemelere ve gayret eksikliğine sebep olmaktadır... 


Ömer Sağlam 
____________
1-Sayın Bahçeli'nin Erzurum'da "Allah dostu" olarak tarif ettiği kişinin Fethullah Gülen değil, Alvarlı Lütfi Efe olduğunu söyleyen dostlarım olmuştur. Belki de öyledir! Ancak gündemde olan kişi Fethullah Gülen,yer de Erzurum olunca, kamuoyu  haklı olarak Sayın Bahçeli'nin Erzurum konuşmasında "Allah dostu" olarak bahsettiği  kişinin Fethullah Gülen olduğuna inanmıştır.
2-http://webtv.hurriyet.com.tr/2/59918/0/1/efkan-ala-dan-fethullah-gulen-e-agir-sozler,
3- http://www.beyazgazete.com/video/webtv/siyaset-3/ak-parti-erzurum-mitingi-2014-basbakan-erdogan-turkce-olimpiyatlari-ni-artik-yapamazlar-423680.html
4-http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber85897-Cemaatte_catlak_mi_var.html,
5-http://www.ensonhaber.com/mhpnin-hakkari-adayi-belkis-oztunc-kurtum-mhpliyim-2014-03-23.html,
6- http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber86081-MHP_Genel_Merkezinin_Etik_Habere_yaptigi_Sert_Aciklamalar.html



  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN