Ermeni Kafataslarından Piramit ve Kargalar [Günay Tulun]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
"Ne Menem Şeydir Şu Ermeni Soykırımı" adlı yazıyı aşağıdaki sözlerle bitirmiştim.
Dünyada dolaşıp duran bir fotoğraf var.
Soykırımın belgesi olarak sunuluyor.
Hani şu kafatası yığınlarından oluşan fotoğraf!..
Hani Türklerin kestiği Ermenilerin kafatasları diye anlatılan piramit yığın.
Gelecek yazımda bu olayı bir kez daha anlatmak istiyor ve ülkesine doğru hizmet eden, ülkesini seven herkesi; Allah’a emanet ediyorum.
Görüşebilmek umuduyla…

Şimdi de verdiğim sözü tutma zamanı!
TABLONUN ADI: Apotheosis-Savaşın Tanrılaştırılması   RESSAM: Vasily Vasilyevich Vereshchagin    RESSAMIN TEBAASI: Çarlık Rusyası   TABLONUN YAPILDIĞI DÖNEM: Çarlık Rusyası   TABLONUN YAPIM YILI: 1871   TABLONUN BULUNDUĞU MÜZE: Dünyanın en önemli güzel sanatlar koleksiyonlardan önemli bir kısmının bulunduğu Государственная Третьяковская галерея "Tretyakov (Tretyakovskaya) Devlet Galerisi"
Görevli olarak Edirne'de bulunduğum yıllarda, Yunan devlet televizyonları EPT 1 ve EPT 2'yi de izlerdik. Bu kanallarda, yılda en az 15-20 kez, bir kafatası yığınını gösteren birtakım programlar yayınlanırdı. Kafatasları bir piramit oluşturacak şekilde üst üste konulmuştu. 
Piramidin fotoğrafı, siyah beyaz ve silikti. Program boyunca Türkiye'den söz edilir, söz konusu fotoğraf da program süresince ekrana yapışıp kalırdı. O fotoğraf; bir sağından, bir solundan, bir ortasından, bir alt kısmından, bir üstünden zumlanır; diskolardaki gibi, zum oranı artırılıp azaltılarak gelgitler yapılır, bununla izleyicilerin dikkat kesilmesi amaçlanırdı. 

Derken, kısa bir süre sonra, Bulgar devlet televizyonu БНТ de devreye girdi. 

Benzer programlar üst üste yayınlanıp duruyor, bizlerse ne dediklerini pek anlayamıyorduk. Sorduğumuz kişilerse ya seyretmemişlerdi ya da bizim gibi anlamayanlar takımındandılar. 

İstanbul'a döndüğümde, kablolu kanallarımızda yer alan ve Belçika, Fransa, Kanada başta olmak üzere Fransızca konuşan uluslar topluluğuna yönelik yayın yapan Frankofon televizyon kanalı TV5'te de aynı fotoğrafı gördüm. İlginç bir olaydı bu... Çünkü TV5; programlarında yerli yersiz Türkiye'ye saldıran, Türkiye aleyhinde yayın yapma fırsatı arayan kişilerce yönetilen, kalitesi vasatın altında kalmış istasyonlardan biriydi. Buna karşın, yayın yaptığı ve etkileme fırsatı bulduğu ülke sayısı da insan sayısı da hayli fazlaydı. 


Türkiye'deki kablolu yayın hizmetleri, bugünkü gibi özel firmalara dağıtılmadığından, hâlâ devlet eliyle yönetilmekteydi. Bu iş bir bakanlığa bağlıydı. O bakanlığın başında da milliyetçiliği kimseye bırakmayan MHP'li bir bakan vardı. İşte o bakanın yayın onayı verdiği kanaldı TV5... 


Malum fotoğraf, aynı günlerde, İngiliz BBC'de de boy gösterdi. İşin aslı anlaşılmıştı. Fotoğraftaki yığın, "Öcü Türklerin, 1915 yılında kestikleri melek Ermenilerin kafataslarından oluşuyordu (!)"

Aman Allah'ım, vur Türklere; vur!  Eline ne geçerse onlarla vur!

Ermeni'si, Yunan'ı, Fransız'ı, İngiliz'i, Kanadalısı, Amerikalısı vurur da Alman'ı, Belçikalısı, Hollandalısı durur mu? Durmaz! Onlar da vuracak tabii...
Attıkları nara da şu: "İşte, soykırımın belgesi!"... 

Hangi ülkenin televizyonunda yayınlanırsa yayınlansın, fotoğraf fluydu. Televizyonlar rengârenk, ünlü fotoğrafımızsa siyah beyazdı. Bu nedenle herkes; fotoğrafın eskiliğine inanmış, hatta bazı tanıdıklarımızdan, "Ermenileri kesmişiz ki, adamlar orijinal fotoğrafı gösteriyorlar." sözlerini duyar olmuştuk.   
Malum, milletçe teslimiyeti sever, yabancıların her söylediğini, bir karış açılmış ağızlarla hayran hayran dinlerdik. 

Birden bir yanlış yapıldı. Çağ dijital haberleşme çağıydı. Diaspora, Türkler tarafından pek okunmayan; Ermeni, İngiliz, Fransız, Kanada, Yunan, Bulgar, Alman gazetelerinde sıkça yayınlanan bu fotoğrafı, internette bulunan çok sayıdaki sitelerinde de yayınlayıverdi. Ardından başlayansa rezillikler zinciriydi. 


Fotoğraf sahteydi. Hatta fotoğraf bile değildi. Ünlü bir ressamın elinden çıkmış bir tabloydu. Öyle kafalara kazınmaya çalışıldığı gibi siyah beyaz da değildi. 

Ressam her cismi orijinal rengiyle resmetmişti. 
"1915 Olayları"nda yaşanmış bir anı gösterdiği söylenerek, aşağılık bir propaganda malzemesine döndürülen bu tablo, 1904 yılında ölen o ressamın eseriydi. Tablonun yapılış tarihiyse 1871... 

1915'te olduğu iddia edilen olaylardan tam 11 yıl önce ölmüş bir ressamın, ölmeden 33 yıl önce yapmış olduğu bir tabloydu bize karşı kullanılan. 

On bir ile otuz üçü topladığımızda vardığımız noktaysa 1915'ten tam 44 yıl öncesiydi. 
Yani, iddia edilen soykırım olaylarından tam 44 yıl öncesi... 
İsterseniz 1871'den 1915'e kadar, parmak hesabıyla (!) yapın sağlamanızı. 
Sonuç aynı, şaşmıyor. 

Bir şey daha var, bir ihtimal, ama çok önemli bir ihtimal:

Tabloya konu olan kafataslarının, Türklere ait olabileceği... Ruslarla yapılan bir savaş sonrası; gözünü kin bürümüş bir Rus komutan tarafından, ibret alınsın diye üst üste dizdirildiği... 

"Sizi gidi sahtekârlar sizi!"... 

"Sizi gidi tarih hırsızları sizi!"...
Kime mi söylüyorum: Tabii ki bu fotoğrafı kullanan tüm ülkelere, tarihçilere, politikacılara ve Türkiye'de yuvalanmış uzantılarına... Allah topunun...

Söylediğim şudur: 1915 "Ermeni Soykırımı"nın belgesi diye, pişirilip pişirilip önümüze sürülen soykırım fotoğrafının aslında bir tablo olduğu, konusunun 1915'ten çok çok önce Çarlık Rusyası ordularının yaptığı bir savaşla ilgili olduğu, hâlen Moskova'daki önemli bir devlet müzesinde bulunduğu...

Sahtekârlık tarihinin zirvesinde gezinen rezilleri tarihin çöplüğüne atıp, tabloyla ilgili bilgileri bu kez de bir araya toplayarak yazıyorum.


RESSAM: Vasily Vasilyevich Vereshchagin   
TABLONUN ADI: Apotheosis (Türkçesi tanrılaştırma)
TABLONUN KONUSU: Savaşın ilahlaştırılması            
RESSAMIN DOĞUM YER-YILI: Çerepovets, 1842
RESSAMIN ÖLÜM YER-YILI: Port Arthur, Çin, 1904
RESSAMIN TEBAASI: Çarlık Rusyası         
TABLONUN YAPILDIĞI YIL: 1871 
TABLONUN HÂLEN BULUNDUĞU MÜZE: Dünyanın en önemli güzel sanatlar koleksiyonlardan önemli bir kısmının bulunduğu Rusya'daki Государственная Третьяковская галерея "Tretyakov (Tretyakovskaya) Devlet Galerisi" 

Hadi, Ermenilerle Fransızların; yalan, iftira ve sahtekârlıklarına alıştık. Ya diğer ülkelere ne demeli? Hele hele bu tablonun ne olduğunu, kimin yaptığını, nerede bulunduğunu çok iyi bilen Rusya'nın; bunca yıldır hiç ses etmemesini nasıl karşılamalı? 

Sahtekârlıkları bir kez daha tescillenen diğer devletler de aynen Ruslar gibi, yüzsüzce sustular. Sustular dediğimi yanlış anlamayın, onlar yalnız Apotheosis konusunda sustular. 
Yoksa hâlâ yüzsüzler.  

"Taziyeci Başbakan" Ermeniler konusunda öyle büyük tarihî fırsat kaçırmıştır ki
nasıl anlatsam bilemedim. Bunu da sonraki yazılarımda ele almak isterim. Seçim oyunu oynayacağına, biraz da ülkesini temsil ettiğini hatırlayabilseydi, soykırım konusunda bir çırpıda büyük sıçrama yapabilirdik. Maalesef, her zaman olduğu gibi, yine yanlış yola saptı. 

Tablodaki kargalar bile olan bitene gülüyorlar. 

Başbakan'dan, Ermenistan'dan, Ermenilerden, "Türkiye tarihiyle yüzleşmeli" diyenlerden, Türkiye'de yuvalanmış "Özürcüler"den; atalarımız, şehitlerimiz, kendimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve Türkiye adına özür bekliyoruz. 
Aslında beklemekte olduğumuz özürler bu kadarla sınırlı değil. 
Onları da zamanı geldikçe konuşacağız. 

Gelecek yazıya kadar, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. 
Esenlikler içinde mutlu kalın. 



Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN