Aynı zamanda emekli bir
müftü olan CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, geçenlerde şöyle bir açıklama
yaptı medyaya:
"Ne kadar ilginçtir ki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastırdığı
not defteri ile IŞİD’in amblemi aynı. Neden böyle bir amblem kullanma gereği
hissedildi. Çünkü iki yıl önce IŞİD yeni yeni palazlanıyordu. Böyle bir dönemde
Diyanet bu amblemi neden kullandı. IŞİD, AKP’nin yanlış politikalarının
ürünüdür. AKP ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki ilişkiyi de
biliyorsunuz. Anlatmaya gerek yok”(1).
İhsan Özkes'in
bahsetmiş olduğu not defteri, Diyanet tarafından 2013 yılında yapılan Kutlu
Doğum Haftası kutlamaları çerçevesinde bastırılıp dağıtılan bloknottur.
Bakıldığında görülecektir ki; gerçekten de söz konusu yayının ön kapağında
kullanılan Arapça "Allah", "Rasul" ve "Muhammed"
kelimelerinin hem yazı şekli, yani hat özellikleri, hem de bu kelimelerin üzerinde
bulunduğu oval obje, IŞİD terör örgütü tarafından bayrak olarak kullanılan
siyah örtü üzerinde bulunan hat ve obje
ile aynıdır!
IŞİD terör örgütü,
herhalde 2013 yılı öncesinde kurulduğuna ve bu amblemi daha önce bayrağında
kullandığına göre; ilk bakışta Diyanet IŞİD'in kullanmış olduğu amblemi aşırmış
(intihal etmiş) gibi gözüküyor. Ancak İhsan Özkes'in iddialarını da yabana
atmamak gerekiyor. Çünkü 2013 yılı, yani Diyanet'in bahse konu amblemi
kullandığı sene, IŞİD'in özellikle Suriye'de ismini duyurduğu yıl
olmuştur. Yani Diyanet, aynı amblemi
2013 yılında bir yayınında kullanmakla bir anlamda IŞİD'in reklamını yaparak bu
örgüte destek vermiştir! Elbette CHP'li vekil İhsan Özkes'e göre...
İhsan Hoca Senin Yaptığını
Çorumlu da Yapmaz!
Yandaş basına göre
ise CHP'li vekil düpedüz provokasyon yapmaktadır. Çünkü Diyanet'in kullanmış
olduğu amblem, Hz. Peygamber'in mübarek mührüdür, dolayısıyla Emekli Müftü
İhsan Özkes, bu konuda cehaletini de ortaya koymuş bulunmaktadır. Aynı medya
organları, İhsan Özkes'in "IŞİD'in
kullandığı mühür Hz. Muhammed'in mührü değildir. Hz. Muhammed'in orijinal
mühründe peygamberimizin adı yukarıda, ortada resul, en altta da Allah'ın adı
yazılıdır. Daha sonra çıkan mühür ise sonradan kullanılmaya başlanmıştır..."(2) şeklindeki sözlerine de yer vermiştir.
Gazeteci Soner Yalçın IŞİD tarafından bayrak olarak
kullanılan siyah örtüyü anlatırken şöyle diyor:
"IŞİD’in bayrağı, siyah kumaş
üzerinde beyaz yazılardan oluşuyor. Üst kısımda, 'La ilahe illallah' ve alt kısımda ise “Allah-Resul-Muhammed” yazmaktadır. Evet…
Alt
kısımdaki yuvarlak aynı zamanda Hz. Muhammed’in, Topkapı Sarayı’ndaki
Kutsal Emanetler Dairesi’nde asılları bulunan dört mektubunun altındaki
mührün kopyasıdır. (Bunların gerçek olup olmadığı ayrı bir yazı
konusudur. Neyse.)"(3).
Hem yandaş medyada
çıkan yazı ve yorumlara, hem de bu mühür konusuna kuşku ile baksalar da Soner
Yalçın gibi yazarların yazdıklarına bakınca aslen Çorumlu olan, üstelik de
emekli bir Müftü olan CHP'li Vekil İhsan Özkes'e "Senin yaptığını Çorumlu
bile yapmaz" diyeceğiz ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Çünkü
kaynaklarda bulunan bilgiler, İhsan Özkes'in "Hz. Peygaber'in mührü"
konusundaki görüşlerini destekler gibidir.
Umum kaynaklar, Hz.
Peygamber'in yüzük şeklinde bir mühür (Hatem) kullandığını ve mührün üzerinde "Muhammed
Rasulullah" yazılı olduğunu söylerler. Sahihi Buhari'de de
bulunduğu söylenen bir hadiste şöyle denilmektedir:
"Rivâyete göre, Resûlu`llah
Salla`llahu aleyhi ve sellem, gümüşten yüzük bir mühür edinmişti, üzerine de
'Muhammed Resûlu`llah' (Âl-i unvânını) nakşettirmişti. Bunun üzerine
Resûlu`llah: Hiç kimse (ben hayatta iken) bu yazıyı yüzüğüne nakş ve taklît
etmesin, buyurdu."(4).
"Muhammed Rasulullah"
ibaresi, Türkçemize "Allah'ın Rasulü Muhammed" şeklinde tercüme edilir.
Yani Arapça sağdan sola doğru yazılan ve soldan sağa (sondan başa) doğru
tercüme edilen bir dil olduğu için "Muhammed" kelimesi en
başta, "Rasul" kelimesi ortada, "Allah" kelimesi
sonda olacak şekilde yazılmak zorundadır. Yüzük kaşının darlığı dikkate
alındığında bu kelimelerin yukarıdan aşağıya üç satır halinde yazıldığı
düşünülürse yine en üstte "Muhammed" kelimesi
bulunmak icap eder. Oysa bu ibare, hem IŞİD bayrağında, hem de Diyanet'in
bloknotunun kapağında en üstte "Allah" kelimesi, ortada "Rasul"
kelimesi, en altta da "Muhammed" kelimesi olacak
şekilde yer almaktadır. O tarihlerde hat
sanatı bugünkü kadar gelişmediğine ve hat sanatını geliştiren Türkler o tarihlerde
henüz Müslüman olmadıklarına göre; ibarenin bu şekil yazılışı, insanda bu
ibarenin daha sonraki devirlerde uydurulduğu şeklinde bir kuşku
uyandırmaktadır.
Türkiye'deki
ilahiyatçılar arasında ve Diyanet çevrelerinde muteber bir İslam Tarihçisi olarak
kabul gören Hindli İslam Alimi Prof.Dr. Muhammed Hamidullah'ın "İslam
Peygamberi" isimli ünlü eserinde bulunan bazı bilgiler de,
Diyanet'in ve IŞİD'in "Hz. Peygamber'in Mührü" olarak
kullandıkları hattın, sahte olduğunu akla getirmektedir ki; Muhammed Hamidullah,
Hz. Peygamber'in Mekkeli müşriklerle yapmış olduğu "Hudeybiye Sulh
Anlaşması" konusunda bilgi verirken, anlaşma metninin imza kısmına
yazılan "Resulullah Muhammed-Allah'ın Elçisi Muhammed"
ibaresine Müşriklerin itiraz ettiklerini ve bu itiraz üzerine söz konusu
ibarenin Hz. Peygamber tarafından kaldırıldığını, bu ibarenin yerine "Muhammed'ubn
Abdullah- Abdullah Oğlu Muhammed" şeklinde bir ibarenin
yazılmasına rıza gösterdiğini söylüyor(5).
Görüldüğü gibi; bu
yazılışlar Arap dilinin yazılış biçimine uygundur ve bu yazılışlarda "Muhammed"
kelimesi ibarenin başında bulunmaktadır. Şu noktayı da belirtelim ki; Prof. Dr.
M. Hamidullah'ın kitabında bulunan ve Hz. Peygamber'in çevre hükümdarları "İslam'a
Davet Mektubu" oldukları
söylenen mektupların bazılarında bulunan Hz. Peygamber'in mührü Türkçeye
kelimeler alt alta gelecek şekilde "Allah-Resul-Muhammed"
şeklinde tercüme edilmiştir(6).
Hatta, Hamidullah'ın eserine resmini koyduğu ve Topkapı Sarayı'ndan aldığını
söylediği Mısır Hükümdar'ı Mukavkıs'a gönderilen mektubun altındaki mühürde de
ibare, Arapça olarak "Allah-Rasul-Muhammed"
şeklinde görülmektedir(7).
Gelin görün ki;
M.Hamidullah, bu mektupların Hz. Peygamber'e ait orijinal metinler olduğu
konusunda ciddi şüpheler bulunduğunu ifade etmektedir. Mesela Habeş Necâşî'sine
gönderilen mektubun orijinali olduğu söylenen vesika üzerinde inceleme yapan
pek çok araştırmacının, "Bu vesikanın eski devirlere ait
olmakla birlikte, eski devirlerden kalma bir sahtecilik olabileceği..."
konusunda görüş ortaya koyduklarını söyler(8).
Prof. Dr.
M.Hamidullah'ın İran Hükümdarı'na gönderildiği söylenen mektup hakkında; "Bütün kaynaklar, bu mektup gönderilen
şahsa vardığında İmparator'un kendisine yazının okunmasını emrettiği ve fakat
okunma son bulmadan tercümanı durdurduğu ve mektubun hitabe kısmı olan
başlangıçtaki ifadelerin kendi imparatorluk şanına uygun düşmediğini görerek
öfkeye kapıldığı ve mektubu eline alıp yırttığı hakkında ittifak ederler..."(9) dedikten sonra, hem mektubun tam
metnini, hem de orijinal metnin fotoğrafını yayınlaması oldukça ilginçtir(10).
Bu durumda, iki şey
akla geliyor: Ya bize mektup diye sunulan vesikalar sahte, ya da Hz. Peygamber,
yazmış olduğu mektupların birer suretini saklamaları için arkadaşlarına
veriyordu. Dolayısıyla; bugün bize "Hz. Peygamber'in çevre hükümdarlara
gönderdiği mektuplar" olarak sunulan vesikalar, Hz. Peygamber'in
devlet arşivine kaldırttığı ikinci nüshalardır! Elbette bunun doğru olup
olmadığını ancak Allah bilebilir!
Diyanet Daha Özenli Davranmalıydı!
Aşağıda*, internet
ortamında "Hz. Muhammed'in
Mührü" olarak paylaşılan bir obje ile Diyanet İşleri Başkanlığı
tarafından 2013 yılında tertip edilen Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle
hazırlanan bloknotun kapağı ve IŞİD bayrağını yan yana görüyorsunuz. Dikkat edileceği gibi; ibarenin tanzimi
(istif şekli) her üç yazılışta da aynı olmakla birlikte, ilk şekilde bulunan
yazı şekli (kullanılan hat) ile sonraki iki şekilde kullanılan yazı şekli
birbirinden oldukça farklıdır. Daha doğrusu, DİB ve IŞİD aynı hattı tercih
ederken ilk şekil onlardan oldukça farklıdır. Özellikle "ALLAH" kelimesinin
sonunda bulunan "He" harfi
ile "MUHAMMED" kelimesinin
başında ve ortasında geçen "MİM"
harfinin yazılışı ilk şekilde farklı, birbirinin aynı olan sonraki iki şekilde
farklıdır.
Dolayısıyla; Hz. Peygamber'in
mührü de olsa, Diyanet bu konuda hassasiyet göstermeli, IŞİD'in kendisine
sembol olarak seçtiği bir objeyi, kendi yayınında kullanmamalıydı. Ya da
kullansa bile farklı bir hatla yazılmış halini kullanmalıydı.
*Kullanmakta olduğumuz kayıt sistemi, word dosyası şeklinde gelen fotoğrafları görünür
hâle getiremediğinden, söz konusu bayrak fotoğraflarını yayınlayamadık. Özür dileriz.~
Ömer Sağlam
__________
1-http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/diyanetin-defteri-isid-amblemli-617442/,
2-http://www.sabah.com.tr/gundem/2014/10/08/bir-provokasyon-da-chpli-muftu-ozkesten,
3- http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/isidin-bayragi-617072/,
4-http://hadis.ihya.org/buhari/konu/225.html & http://www.nur.org/en/nurcenter/saidnursi/Sahih_Buhari_Hadis_No_1953_42262,
5-Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, c,1, s,256, Çev. Prof. Dr. Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İst.2003.
6- Age, s, 309, 316, 333.
7-Age, s. 317.
8-Age, s,309.
9-Age, s, 357,361.