Muhammed Hamidullah'a Göre DİB, IŞİD'in Amblemini Kullanmıştır [Ömer Sağlam]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Aynı zamanda emekli bir müftü olan CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, geçenlerde şöyle bir açıklama yaptı medyaya:

"Ne kadar ilginçtir ki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastırdığı not defteri ile IŞİD’in amblemi aynı. Neden böyle bir amblem kullanma gereği hissedildi. Çünkü iki yıl önce IŞİD yeni yeni palazlanıyordu. Böyle bir dönemde Diyanet bu amblemi neden kullandı. IŞİD, AKP’nin yanlış politikalarının ürünüdür. AKP ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki ilişkiyi de biliyorsunuz. Anlatmaya gerek yok”(1).

İhsan Özkes'in bahsetmiş olduğu not defteri, Diyanet tarafından 2013 yılında yapılan Kutlu Doğum Haftası kutlamaları çerçevesinde bastırılıp dağıtılan bloknottur. Bakıldığında görülecektir ki; gerçekten de söz konusu yayının ön kapağında kullanılan Arapça "Allah", "Rasul" ve "Muhammed" kelimelerinin hem yazı şekli, yani hat özellikleri, hem de bu kelimelerin üzerinde bulunduğu oval obje, IŞİD terör örgütü tarafından bayrak olarak kullanılan siyah  örtü üzerinde bulunan hat ve obje ile aynıdır!

IŞİD terör örgütü, herhalde 2013 yılı öncesinde kurulduğuna ve bu amblemi daha önce bayrağında kullandığına göre; ilk bakışta Diyanet IŞİD'in kullanmış olduğu amblemi aşırmış (intihal etmiş) gibi gözüküyor. Ancak İhsan Özkes'in iddialarını da yabana atmamak gerekiyor. Çünkü 2013 yılı, yani Diyanet'in bahse konu amblemi kullandığı sene, IŞİD'in özellikle Suriye'de ismini duyurduğu yıl olmuştur.  Yani Diyanet, aynı amblemi 2013 yılında bir yayınında kullanmakla bir anlamda IŞİD'in reklamını yaparak bu örgüte destek vermiştir! Elbette CHP'li vekil İhsan Özkes'e göre...

İhsan Hoca Senin Yaptığını Çorumlu da Yapmaz!
Yandaş basına göre ise CHP'li vekil düpedüz provokasyon yapmaktadır. Çünkü Diyanet'in kullanmış olduğu amblem, Hz. Peygamber'in mübarek mührüdür, dolayısıyla Emekli Müftü İhsan Özkes, bu konuda cehaletini de ortaya koymuş bulunmaktadır. Aynı medya organları, İhsan Özkes'in "IŞİD'in kullandığı mühür Hz. Muhammed'in mührü değildir. Hz. Muhammed'in orijinal mühründe peygamberimizin adı yukarıda, ortada resul, en altta da Allah'ın adı yazılıdır. Daha sonra çıkan mühür ise sonradan kullanılmaya başlanmıştır..."(2) şeklindeki sözlerine de yer vermiştir.

Gazeteci Soner Yalçın IŞİD tarafından bayrak olarak kullanılan siyah örtüyü anlatırken şöyle diyor:
"IŞİ­D’­in bay­ra­ğı, si­yah ku­maş üze­rin­de be­yaz ya­zı­lar­dan olu­şu­yor. Üst kı­sım­da, 'La ila­he il­lal­la­h' ve alt kı­sım­da ise “Al­lah-Re­sul-Mu­ham­me­d” yaz­mak­ta­dır. Evet…
Alt kı­sım­da­ki yu­var­lak ay­nı za­man­da Hz. Mu­ham­me­d’­in, Top­ka­pı Sa­ra­yı­’n­da­ki Kut­sal Ema­net­ler Da­ire­si­’n­de asıl­la­rı bu­lu­nan dört mek­tu­bu­nun al­tın­da­ki müh­rün kop­ya­sı­dır. (Bun­la­rın ger­çek olup ol­ma­dı­ğı ay­rı bir ya­zı ko­nu­su­dur. Ney­se.)"(3).

Hem yandaş medyada çıkan yazı ve yorumlara, hem de bu mühür konusuna kuşku ile baksalar da Soner Yalçın gibi yazarların yazdıklarına bakınca aslen Çorumlu olan, üstelik de emekli bir Müftü olan CHP'li Vekil İhsan Özkes'e "Senin yaptığını Çorumlu bile yapmaz" diyeceğiz ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Çünkü kaynaklarda bulunan bilgiler, İhsan Özkes'in "Hz. Peygaber'in mührü" konusundaki görüşlerini destekler gibidir.

Umum kaynaklar, Hz. Peygamber'in yüzük şeklinde bir mühür (Hatem) kullandığını ve mührün üzerinde "Muhammed Rasulullah" yazılı olduğunu söylerler. Sahihi Buhari'de de bulunduğu söylenen bir hadiste şöyle denilmektedir:
"Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem, gümüşten yüzük bir mühür edinmişti, üzerine de 'Muhammed Resûlu`llah' (Âl-i unvânını) nakşettirmişti. Bunun üzerine Resûlu`llah: Hiç kimse (ben hayatta iken) bu yazıyı yüzüğüne nakş ve taklît etmesin, buyurdu."(4).

"Muhammed Rasulullah" ibaresi, Türkçemize "Allah'ın Rasulü Muhammed" şeklinde tercüme edilir. Yani Arapça sağdan sola doğru yazılan ve soldan sağa (sondan başa) doğru tercüme edilen bir dil olduğu için "Muhammed" kelimesi en başta, "Rasul" kelimesi ortada, "Allah" kelimesi sonda olacak şekilde yazılmak zorundadır. Yüzük kaşının darlığı dikkate alındığında bu kelimelerin yukarıdan aşağıya üç satır halinde yazıldığı düşünülürse yine en üstte "Muhammed" kelimesi bulunmak icap eder. Oysa bu ibare, hem IŞİD bayrağında, hem de Diyanet'in bloknotunun kapağında en üstte "Allah" kelimesi, ortada "Rasul" kelimesi, en altta da "Muhammed" kelimesi olacak şekilde yer almaktadır.  O tarihlerde hat sanatı bugünkü kadar gelişmediğine ve hat sanatını geliştiren Türkler o tarihlerde henüz Müslüman olmadıklarına göre; ibarenin bu şekil yazılışı, insanda bu ibarenin daha sonraki devirlerde uydurulduğu şeklinde bir kuşku uyandırmaktadır.

Türkiye'deki ilahiyatçılar arasında ve Diyanet çevrelerinde muteber bir İslam Tarihçisi olarak kabul gören Hindli İslam Alimi Prof.Dr. Muhammed Hamidullah'ın "İslam Peygamberi" isimli ünlü eserinde bulunan bazı bilgiler de, Diyanet'in ve IŞİD'in "Hz. Peygamber'in Mührü" olarak kullandıkları hattın, sahte olduğunu akla getirmektedir ki; Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Mekkeli müşriklerle yapmış olduğu "Hudeybiye Sulh Anlaşması" konusunda bilgi verirken, anlaşma metninin imza kısmına yazılan "Resulullah Muhammed-Allah'ın Elçisi Muhammed" ibaresine Müşriklerin itiraz ettiklerini ve bu itiraz üzerine söz konusu ibarenin Hz. Peygamber tarafından kaldırıldığını, bu ibarenin yerine "Muhammed'ubn Abdullah- Abdullah Oğlu Muhammed" şeklinde bir ibarenin yazılmasına rıza gösterdiğini söylüyor(5).

Görüldüğü gibi; bu yazılışlar Arap dilinin yazılış biçimine uygundur ve bu yazılışlarda "Muhammed" kelimesi ibarenin başında bulunmaktadır. Şu noktayı da belirtelim ki; Prof. Dr. M. Hamidullah'ın kitabında bulunan ve Hz. Peygamber'in çevre hükümdarları "İslam'a Davet Mektubu"  oldukları söylenen mektupların bazılarında bulunan Hz. Peygamber'in mührü Türkçeye kelimeler alt alta gelecek şekilde "Allah-Resul-Muhammed" şeklinde tercüme edilmiştir(6). Hatta, Hamidullah'ın eserine resmini koyduğu ve Topkapı Sarayı'ndan aldığını söylediği Mısır Hükümdar'ı Mukavkıs'a gönderilen mektubun altındaki mühürde de ibare, Arapça olarak "Allah-Rasul-Muhammed" şeklinde görülmektedir(7)

Gelin görün ki; M.Hamidullah, bu mektupların Hz. Peygamber'e ait orijinal metinler olduğu konusunda ciddi şüpheler bulunduğunu ifade etmektedir. Mesela Habeş Necâşî'sine gönderilen mektubun orijinali olduğu söylenen vesika üzerinde inceleme yapan pek çok araştırmacının, "Bu vesikanın eski devirlere ait olmakla birlikte, eski devirlerden kalma bir sahtecilik olabileceği..." konusunda görüş ortaya koyduklarını söyler(8).

Prof. Dr. M.Hamidullah'ın İran Hükümdarı'na gönderildiği söylenen mektup hakkında; "Bütün kaynaklar, bu mektup gönderilen şahsa vardığında İmparator'un kendisine yazının okunmasını emrettiği ve fakat okunma son bulmadan tercümanı durdurduğu ve mektubun hitabe kısmı olan başlangıçtaki ifadelerin kendi imparatorluk şanına uygun düşmediğini görerek öfkeye kapıldığı ve mektubu eline alıp yırttığı hakkında ittifak ederler..."(9) dedikten sonra, hem mektubun tam metnini, hem de orijinal metnin fotoğrafını yayınlaması oldukça ilginçtir(10).

Bu durumda, iki şey akla geliyor: Ya bize mektup diye sunulan vesikalar sahte, ya da Hz. Peygamber, yazmış olduğu mektupların birer suretini saklamaları için arkadaşlarına veriyordu. Dolayısıyla; bugün bize "Hz. Peygamber'in çevre hükümdarlara gönderdiği mektuplar" olarak sunulan vesikalar, Hz. Peygamber'in devlet arşivine kaldırttığı ikinci nüshalardır! Elbette bunun doğru olup olmadığını ancak Allah bilebilir! 

Diyanet Daha Özenli Davranmalıydı!
Aşağıda*, internet ortamında "Hz. Muhammed'in Mührü" olarak paylaşılan bir obje ile Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2013 yılında tertip edilen Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle hazırlanan bloknotun kapağı ve IŞİD bayrağını yan yana görüyorsunuz.  Dikkat edileceği gibi; ibarenin tanzimi (istif şekli) her üç yazılışta da aynı olmakla birlikte, ilk şekilde bulunan yazı şekli (kullanılan hat) ile sonraki iki şekilde kullanılan yazı şekli birbirinden oldukça farklıdır. Daha doğrusu, DİB ve IŞİD aynı hattı tercih ederken ilk şekil onlardan oldukça farklıdır. Özellikle "ALLAH" kelimesinin sonunda bulunan "He" harfi ile "MUHAMMED" kelimesinin başında ve ortasında geçen "MİM" harfinin yazılışı ilk şekilde farklı, birbirinin aynı olan sonraki iki şekilde farklıdır.

Dolayısıyla; Hz. Peygamber'in mührü de olsa, Diyanet bu konuda hassasiyet göstermeli, IŞİD'in kendisine sembol olarak seçtiği bir objeyi, kendi yayınında kullanmamalıydı. Ya da kullansa bile farklı bir hatla yazılmış halini kullanmalıydı.



*Kullanmakta olduğumuz kayıt sistemi, word dosyası şeklinde gelen fotoğrafları görünür 
hâle getiremediğinden, söz konusu bayrak fotoğraflarını yayınlayamadık. Özür dileriz.~  


Ömer Sağlam
__________
1-http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/diyanetin-defteri-isid-amblemli-617442/,
2-http://www.sabah.com.tr/gundem/2014/10/08/bir-provokasyon-da-chpli-muftu-ozkesten,
3- http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/isidin-bayragi-617072/,
4-http://hadis.ihya.org/buhari/konu/225.html & http://www.nur.org/en/nurcenter/saidnursi/Sahih_Buhari_Hadis_No_1953_42262,
5-Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, c,1, s,256, Çev. Prof. Dr. Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İst.2003.
6- Age, s, 309, 316, 333.
7-Age, s. 317.
8-Age, s,309.
9-Age, s, 357,361.

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN