Bu Ülkede Sessiz Sedasız Bir Oruç Tutuldu, Farkında mısınız? [Ömer Sağlam]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Bu ülkede bu günlerde sessiz, sedasız, gösterişsiz, tantanasız ve son derece ağırbaşlı bir oruç tutuldu, farkında mısınız?!
Değilsiniz değil mi?!
İtiraf edeyim ki; ben de farkında olmadım!
Çünkü farkında olmak için bu orucu tutmak gerekirdi!
Oruç tutarak aç kalanların halinden anlamak için oruç tutup aç kalmak gerekir çünkü!
Tok ne bilsin ki açın halinden?
Onun için de Sünniler olarak hiç kimse farkına varmadı Türkiye'de böyle bir oruç tutulduğunun!
Çünkü;
- Gecenin bir yarısında camilerin hoparlöründen en yüksek volümle salâ verilmedi oruç tutanları sahura kaldırmak için.
-Ramazan davulcuları zangır zangır zangırdatmadı sokaklarımızı, iki de bir kapılara dayanmadılar bahşiş için.
-Din adamları iftar ve sahur saatlerini tartışmaya açmadılar.
-Din şarlatanları, tv ekranlarını parsel parsel bölüşmediler, herkes kendi deliğine çekildi, gelecek senenin Ramazan Ayı'nda daha da bilenmiş olarak  meydanlara çıkmak üzere.
- Cami minareleri arasına mahyalar asılmadı; "Oruç tutun sıhhat bulun" diye.
- Gösterişli iftar çadırları kurmadı belediyelerimiz, şehrin en işlek cadde ve meydanlarına.
- Belediyeler "İftar yemeği veriyoruz" diyerek Galata Köprüsü'nü trafiğe kapatıp İstanbul'un trafiğini felç etmediler.
-Kapitalist Müslümanlar İstiklal Caddesi'nde "Yeryüzü Sofrası" açmadılar nedense.
-Hükümet, mesai ve servis saatlerini iftara göre ayarlamadı, oruç tutan memurlar için iftar ve sahur yemeği de vermedi.
- Belediyeler ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ve dernekleri yardım kolisi dağıtmadılar.
-Kebapçılar ve lüks oteller rutin işlerine devam ettiler, önlerinde zengin iftarları için kuyruklar oluşmadı hiç.
- İmamlar mukabeleler okumadı nedense, bilmem kaç tane hatim indirmediler, "Mabeyn Teravihi" gibi absürt ve gösterişli teravihler de kılınmadı.
- Sultanahmet Meydanı'nda eğlenceler tertip edilmedi, Osmanlı şerbetleri de dağıtılmadı.
- Camiler, tekbirlerle ve salavatlarla inlemedi nedense.
-Bayramlaşma da yapılmadı.
Onun için Türkiye'de böyle bir oruç tutulduğunu hiç bir Sünni duymadı, bilmedi.
Yani oruç, oruç gibi tutuldu.
Tabiri caizse adam gibi bir oruç tutuldu bugünlerde Türkiye'de; hakkını vererek!
Sünni Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve Sünni Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, sureti haktan görünme adına da olsa "Muharrem İftarı" verip, "Aşure" ikram etmeseler, hiç kimseler de duymayacaktı zaten.

Muharrem Matem Orucu
Yani Sünniler yine yaptılar yapacaklarını ve Alevi kardeşlerimizin son derece ağırbaşlı bir şekilde idrak ettikleri Mübarek Muharrem Orucu'nun içine yine su koyuverdiler.
Açıkçası sulandırdılar Kutsal Muharrem Orucu'nu, tıpkı Ramazan Orucunu sulandırdıkları gibi..
Oysa adı üstünde "Muharrem Orucu" bir matem orucudur; bunun için de gösterişten ve tantanadan uzak tutulması, israftan ve lüksten uzak durulması bu orucun olmazsa olmazlarındandır.
Zira Muharrem Orucu boyunca Aleviler;
"Ağaç kesmezler, (Mümkün olduğunca) bıçak türü kesici alet kullanmazlar, kurban kesmezler, et yemezler, kan akıtmazlar, kısacası canlı olan ve de olabilecek hiçbir şeye (onları yok etme anlamında) el sürmezler, onlardan uzak dururlar. Mümkün olduğunca sebze yemeklerini tercih ederler. Düğün-dernek yapmazlar, eğlence etkinlikleri düzenlemezler, müzik dinlemezler, saf su içmezler (Bedenin sıvı ihtiyacını çay, meşrubat, ayran gibi içecekler ile giderilir, bunlar dahil kana kana içilmez), cinsel ilişkide bulunmazlar, yumurta yemezler, tıraş olmazlar, tırnak kesmezler... vs(1).

Görüldüğü gibi Muharrem Orucu, gerçekten de oldukça katı kuralları olan ve Ramazan Orucu'ndan çok daha zor bir oruçtur ki; birçok yasağı, Hac esnasındaki İhram yasaklarına benzemektedir.
Hacılar da İhramlı iken, ot dahi koparamazlar, sinek ve bit dahi olsa canlı öldüremezler, cinsel ilişkiye giremezler, dikişli elbise giyemezler, kıl koparamazlar, tırnak kesemezler, tıraş olamazlar vs.

Abi Oruçlu musun?
Geçenlerde eşimle birlikte marketten aşure malzemesi alıyorduk.
Market görevlisi delikanlı;
-"Abi oruçlu musun?" dedi.
-"Hayır" dedim, "Peki sen oruçlu musun?"
-"Allah kabul ederse, oruçluyum abi" dedi.
-"Kaç gün tutuyorsunuz bu orucu?" dedim,
-"Aslında 12 gündür, üç gün de Masum-u Paklar için tutuyoruz, toplam 15 gün oruç tutuyoruz abi" dedi.
-"Allah kabul etsin" deyip ayrıldık kendisinden.
Belli ki delikanlı dindar bir Alevi vatandaşımızdı.
Ancak "Oruçlu musun abi" şeklindeki sorusu beni yine de rahatsız etti.
Bu sebeple Ramazan'da sakın hiç kimseye "Oruçlu musun?" veya "Neden oruç tutmuyorsun?" şeklinde bir soru sormayın.
Çünkü muhatabınız incinebilir; tıpkı benim incindiğim ve suçluluk duygusu hissettiğim gibi.
...
Muhatabımız gencin de dediği gibi, "Muharrem Orucu" 12 gündür.
Bu 12 günlük oruç, Alevilikteki 12 imama denk gelir.
Muharrem Orucu'ndan önce olmak kaydıyla 3 gün de "Masum'u Paklar" için oruç tutuluyor ve toplam 15 gün oruç tutulmuş oluyor.
Oruca,  Kurban Bayramı'nın birinci gününden itibaren en az 20 gün geçtikten sonra başlanıyor.
Bazı internet sitelerinde "On gün Peygamberlerin tuttuğu oruç tutulur ve buna iki gün de Kerbela Şehitleri için ilave edilir. İsteyenler, Müslim Bin Akil ve iki oğlu içinde üç gün oruç tutabilirler." denilerek "Masum-u Paklar" denilen "Müslim Bin Akil ve 2 oğlu" için tutulan orucun zorunlu olmadığı belirtilmektedir(2).
"Masum-u Paklar"dan maksat, Hz. Hüseyin'in amcası Akil'in oğlu Müslim ile onun iki oğlu Muhammed ve İbrahim'dir.
Bu üç isim de tıpkı Hz. Hüseyin gibi Kerbela'da şehit olmuşlardır.
Muharrem Ayı'nın 13. günü kurbanlar tığlanır(kesime hazırlanır) ve aşure dağıtılır ki; bu kurban  İmam Zeynel  Abidin’in Kerbela katliamından kurtuluşunun şükranı içindir(3).

Allah, oldukça zor bir ibadet olan ve son derece ağırbaşlı bir şekilde tutulan Muharrem Orucu'nu, hakkını vererek tutan bütün din kardeşlerimizin oruçlarını makbul, dua ve niyazlarını kabul eylesin.
AMİN...



Ömer Sağlam
____________
1-https://www.facebook.com/AguicenDernegi/posts/201096470026498 & http://www.frmtr.com/alevi-kulturu/4764019-muharrem-orucunda-neler-yapilmaz.html,
2- https://www.facebook.com/AguicenDernegi/posts/201096470026498,
3- http://www.alevilikyolu.com/masum-u-pak-orucu-kac-gundur-ve-nicin-tutulur_46

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN