Karadeniz'de Kanarya Tüfekle Değil, Atmacayla Avlanır [Ömer Sağlam]

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Fıkra bu ya:  
Temel ile Fadime evlenirler. Fadime Temel'e karşı son derece isteklidir. Gelin görün ki; Temel sanki büyülenmiş gibidir. Gerdek gecesi bağlanıp kalır. O gece ve ertesi geceler de aynıdır;  halvet bir türlü gerçekleşmez. Etraflarında bir Haydar Dümen de yoktur ki; sorsunlar. Sonunda iş Oflu Hoca'ya intikal eder ve Oflu Hoca, Fadime ile Temel'e büyü yapıldığını söyleyerek okur, üfler ve sonunda da bu işin ancak fındık ağacının altında olabileceğini söyler. Gençler sevinerek dönerler köylerine ve Oflu Hoca'nın dediği gibi fındık ağacının dibinde halvet olurlar.

Ancak zaman içinde bir sorun baş gösterir. Zira Fadime ev işlerine bakmak, Temel de fındık bahçesinde çalışmak zorundadır ve fındık bahçesi evden bir hayli uzaktadır. Sonunda Temel kendine göre bir çözüm yolu bulur ve bulduğu yolu Fadime'ye şöyle açıklar;
-"Fadime, ben bahçede çalışırken tahrik olduğumda bir el tüfek atarak sana haber veririm, sen de tüfeğin sesini duyunca koşar gelirsin bahçeye. Böylece..."
Fadime bu güzel haberi duyunca çocuklar gibi sevinir ve bu iş epey bir süre böyle devam ederken yine bir sorun baş gösterir ve Temel yine başlar kara kara düşünmeye. Bu düşünce ile kahvede otururken Oflu Hoca çıkar gelir ve Temel'in durumuna bakar ve  arkasından sorar;
-"Ula Temel, ne düşünüp durayisun? Yoksa okuyup üflemem işe yaramadi mi? Finduk Ağaçi  formülü tutmadi mi uşağum?"
Temel içini çekerek şu cevabı verir;
-"Hocam finduk ağaçi formülü tutmasına tuttu da. Bizim finduk bahçesi eve bir hayli uzak. Fadime ile ancak tüfek atarak haberleşebiliyoruz. Başlarda hiçbir problem yoktu. Ancak şimdi bizim köyde av mevsimi paşladi. Bizim Fadime nerede tüfek atilsa oraya koşayi..."

Kanarya Av Kuşu Değildir!  
Geçtiğimiz Cumartesi günü, Çaykur Rizespor maçı sonrası, Trabzon'un Sürmene ilçesi sınırları içinde FB futbol takımını taşıyan otobüse yapılan saldırıyı duyunca, nedense aklıma yukarıdaki Temel fıkrası geldi. Arkasından da; yarın öbürgün meczubun birisi ortaya çıkar/çıkarılır ve kendisine "Ben o saatte orada av yapıyordum. Peşinde olduğum av kuşu, sahil yoluna doğru uçtu. Ben de arkasından ateş ettim. Tüfeğimden çıkan saçmalar, tesadüfen oradan geçen FB otobüsüne isabet etti. Benim FB otobüsüne ateş etmek gibi bir kastım yoktu..." ya da tıpkı yukarıda geçen fıkradaki gibi "Temellerden birisi, ben o saatte Fadime'yi fındık bahçesine çağırmak için tüfeğimi ateşlemiştim. Tüfeğimden çıkan saçmaların, FB otobüsüne isabet edeceğini nereden bilebilirdim..." derse/dedirtilirse ve hadise, böyle absürt bir gerekçe ile kapatılma yoluna giderse acaba Türkiye'de neler olur diye düşündüm!

Medyada olayın vuku bulduğu yere 100 metre mesafedeki bir dere yatağında el yapımı bir av tüfeğinin bulunduğuna ilişkin haberi(1) okuyunca "tamam" dedim kendi kendime, "diğer pek çok olayda olduğu gibi bu olayın üstü de kapatılacak gibi..."

FB yönetimi de bu ihtimali düşünmüş olacak ki; bugün (06.04.2015) yapmış oldukları basın toplantısında "hadisenin meczup işi" olmadığını ve bunun düpedüz bir terör saldırısı olduğunu söylediler.

Şahsen biz de bu olaya FB yönetimi gibi bakıyoruz; yani bu iş, tamamıyla organize bir iştir ve asla sıradan bir meczubun yaptığı iş olamaz. Çünkü 41 kişinin can güvenliğini tehlikeye atarak büyük bir ses getirmeyi hedefleyen ve haince planlanmış bir saldırıdır. Hele hele saldırıya muhatap olan 41 kişinin herhangi bir 41 kişi olmayıp, milyonlarca taraftarı olan bir spor kulübünün en güzide sporcuları oldukları, ayıca saldırının otobüsün uçuruma uçma riski olan bir viyadük üzerinde gerçekleştirilmiş olması dikkate alındığında, saldırının ehemmiyeti kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan o bölgedeki Fadimeler ve Temeller de artık cep telefonu kullanıyorlar, yani o saatte orada tüfekle haberleşmeleri mümkün değildir. Ayrıca bu mevsim Türkiye'nin diğer yerlerinde olduğu gibi Karadeniz bölgesinde de av yasaklarının başladığı bir mevsimdir ve bu mevsimde av amacıyla o bölgede tüfek atılması da söz konusu değildir!

Haydi diyelim ki bu adamlar devletin av yasağını filan dinlemiyorlar ve avlanmaya devam ediyorlar; iyi de kardeşim kanarya bir av kuşu değil ki! Küçücük bir kuşu vurup da ne yapacaksınız! Yemeye kalksan dişinin kovuğunu bile doldurmaz! Üstelik sizin yörede atmaca ile avlanmak çok yaygın bir avlanma biçimidir; gönder atmacalarını, avlasınlar Kanaryayı! Elinizde yüzlerce eğitimli atmaca varken, tüfekle kanarya avlamak da neyin nesidir!

FB Yönetimi Kimi İşaret Etti?  
Hiç kimse ikiyüzlülük yapmasın; olayın duyulduğu andan itibaren konuyu bilen herkesin aklına aynı soru geldi bu ülkede. Nedir o soru? O soru, "Saldırıyı, yıllardır 2010-2011 sezonundaki lig şampiyonluğunun kendi hakları olduğunu iddia eden ve bunun için FB yönetimi hakkında olmadık sözler söyleyen Trabzonsporlu yöneticilerin sözlerinin etkisinde kalan aklı evvel birisi gerçekleştirmiş olabilir mi?" sorusudur. Hatta bu saldırıyı gerçekleştirenler, Türkiye'de evvel emirde akıllara böyle bir sorunun geleceğini düşünerek, hedef saptırmak istemiş olabilirler. Yani saldırı eylemi son derece profesyonelce planlanmış bir eylem özelliği taşımaktadır.

Dolayısıyla; bu hadisenin aydınlanması konusunda TS yönetimi de en az FB yönetimi kadar çaba sarf etmek zorundadır.  Çünkü, olayın üstü kapalı kalmaya devam ettikçe, FB cenahında, en azından sıradan taraftarlar bazında bütün gözler,  ister istemez TS cihetine doğru açık kalmaya devam edecektir. Umarız ve dileriz ki; Türkiye böyle bir netice ile karşı karşıya kalmaz. Esasen böyle bir ihtimali düşünmek bile insanı rahatsız etmektedir...

FB Yönetimi, bugünkü (6 Nisan) basın toplantısında FB'li Yönetici Tolga Deniz Aytöre her ne kadar "Çok iyi biliyorsunuz ki, bunun Trabzonspor - Fenerbahçe hesaplaşmasıyla alakası yoktur. Tekrar ediyorum, bu saldırıyı bir camiaya ya da bölgeye mal etme gibi bir düşüncemiz yok..." dese de(2), aynı yöneticinin aynı toplantıda Trabzonspor Kulübü Başkanı Hacıosmanoğlu'na cevaben söylediği "Fenerbahçe Başkanı'na 3 Temmuz'dan bu yana ağza alınmayan küfürler ederseniz, iftiralar atarsanız ve bunlar cezalandırılmazsa bu şiddet körüklenir. Şike davasından kimsenin beslenmesine izin vermemeliyiz ve bu sebeple de yargılama en kısa süre içerisinde sonuçlanmalıdır. Dün bir kulüp başkanının açıklamalarını dinledim, ciddi konular ciddi kişiler ile çözülebilir... Bu gerginliğin sebebi Fenerbahçe ya da Aziz Yıldırım değildir! İzaha muhtaç, hiçbir anlamı olmayan, çözüm önermeyen konuşmalardan vazgeçmemiz lazım artık. İnsanlar hala espri yapıyor, olayın farkına varsın. Herkes kendine gelsin..."(3) şeklindeki sözler, 4 nisan günü herkesin aklına gelen yukarıdaki  sorunun FB yöneticilerinin aklına da geldiğinin ip uçlarını vermektedir.

FB Yönetimi Konuyu Abartıp Köpürtmemelidir!  
Söz konusu saldırının, FB'li futbolcuların ve FB yöneticilerinin psikolojilerini bozduğu kesindir. Bunu düşünen Futbol Federasyonunun, ligleri bir hafta ertelemesini de doğru buluyoruz. Ancak liglerin bir haftadan daha fazla süreyle ertelenmesi hele hele FB yönetiminin dayattığı gibi "Olayın failleri bulununcaya kadar ertelenmesi" veya "lige FB'siz devam edilmesi", Sürmene'deki saldırının yapamadığı etkiyi yapar bu ülkede. Bu sebeple, FB yönetiminin bugün yapılan "Kulüpler Birliği" toplantısına katılmamasını ve bu toplantıdan önce basın toplantısı yaparak adeta Kulüpler Birliği'ne dayatma anlamına gelecek biçimde bazı açıklamalar yapmasını doğru bulmuyoruz.

Şu anda GS'lisiyle, BJK'lisiyle ve diğer takım taraftarlarıyla birlikte bütün Türkiye, FB'nin yanındadır ve uğramış olduğu silahlı saldırı sebebiyle FB'nin mağduriyetini kabul etmektedir. Ancak FB yönetiminin, Türkiye Futbol Federasyonu'na, Kulüpler Birliği'ne ve dolayısıyla devlet organlarına dayatmalarda bulunmaya kalkışması, bu desteği tersine döndürebilir ve birkaç gün geçince FB yöneticileri tekit edilmeye başlanır. Yani FB, haklı iken haksız duruma düşebilir. Öte yandan bu ülkede spor, sadece futboldan ibaret değildir ve benzer saldırılar diğer spor karşılaşmalarında da olabilir.

Dolayısıyla; halkın kalabalık biçimde aynı ortamda bulunmasına sebep olan diğer spor karşılaşmaları devam ederken, sadece futbol karşılaşmalarının tatil edilmesi, saçmalıktan başka bir şey değildir. O sebeple FB yönetimi "Bu olay aydınlanana kadar futbol oynama eğiliminde değiliz" şeklindeki düşünceden vazgeçmek zorundadır.

Burası Türkiye; belki de bu saldırının gerçek failleri yıllarca ortaya çıkmayacaktır. Şu halde sizin bu ülkede futbol oynanmasına yıllarca engel olma lüksünüz yoktur. Futboldan en çok para kazanan kulüp FB olduğuna göre; böyle bir uygulama nihayetinde en çok da yine FB'ye zarar verecektir. Ayrıca böyle bir uygulama, futbol endüstrisinden ekmek yiyen milyonlarca insana da zarar verecektir. Failler elbette bulunsun ve bu konuda kararlılık gösterilsin. Ancak bunun yolu; Türkiye'de futbol liglerini tatil etmek değildir. Bu sebeple, FB'nin "olay aydınlanana kadar futbol oynama eğilimde değiliz" şeklindeki kararı, hemen her yönden sakat, Kulüpler Birliği'ne katılan diğer kulüp temsilcilerinin, Fenerbahçe'ye geçmiş olsun ziyaretine gitmesine karşılık, TS Kulübü Başkanı Hacıosmanoğlu'nun, sarı-lacivertli kulübü ziyarete gitmemesini de(4) yanlış buluyoruz...



Ömer Sağlam

_____________
1-http://www.ntv.com.tr/spor/fenerbahceye-saldiri-yapilan-bolgedeav-tufegi-bulundu,LkeLVb7M20KvCylLhzCPIg
2- http://www.sporx.com/canli-fenerbahceden-basin-toplantisi-SXHBQ454908SXQ,
3-Aynı haber. 
4- http://www.milliyet.com.tr/haciosmanoglu-nda-fenerbahce-fenerbahce-trabzonspor-2039892-skorerhaber/

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN