Oynatmak Çok Kolay [Günay Tulun]

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
MÜJDEMİ İSTERİM
31 Mart 2015. Önce ajanslara, sonra da TV’lere koskocaman bir bomba düşüyor: 
“Başbakan'dan milyonlarca emekliye müjde”…

DELİ DELİ TEPELİ
Duyar duymaz dudaklarımı sıkıyor, gülmemeye çalışıyorum. Çabalarım bir anda boşa gidiyor. Su püskürtür gibi bir sesle basıyorum kahkahayı... 
Herkes dönüp dönüp bakıyor. 
Baştan aşağı maviler giymiş yaşlı bir teyze yanındakine fısıldıyor. 
Yine de duyuyorum: 
- … ne bileyim, spiker zam deyince oynattı herhâl! 
Öteki pür ciddiyetle:
- Millet de akıl mı bıraktılar! 
Sonra gülüşüyorlar.

Oturduğumdan beri göz ucuyla beni incelediklerinden, koptuğum anı doğru yakalamışlar. Oynattığımı düşünmekte de haklılar gibi; özel bir hastanedeyiz, konukların oturması için ayrılan yer, “psikiyatri” yazan kapının tam dibi…

Neredeyse tüm hastanelerimizde sürekli açık olan "yandaş, yağdaş, çıkardaş, koldaş" bir penguen kanalı var ya, işte onu izliyoruz. Davutoğlu:
- Maaşı 1000 liranın altında kalan emeklilerimize seyyanen 100 lira zam yapacağız, diyor. Bir de “emeklim” demiyor mu, bitiyorum. 

NASIL ZENGİN OLDUM?
Yandaş medya sağ olsun: En az haftada bir gün; emekli, işçi ve memura zam müjdesi vere vere bu tür haberlere şerbetlediler bizi. Onların bu haberlerine göre şu anda zam şampiyonu, zenginin de zengini bir emekliyim. A Ka Peli bazı bakanların, televizyon ekranlarında; "Nasıl zengin olduğuma, nasıl ev sahibi olacağıma, nasıl mevduat toplayacağıma" dair yol gösterici müthiş hesaplarının, bendeki zenginliğe katkısını yazmazsam nankörlük etmiş olurum. Görüyorsunuz şu an yazmaktayım. 
Nankör olmadığıma şahit olun.

GÖRÜNMEZ DÜĞME
Basınımızın garip huylu, "asinus licker" türü; zam için sürekli olarak düğmeye basıldığını yazıyor, çiziyor, söylüyor. İyi ama o düğmeyi bugüne dek gören yok. Nerededir, şekli nasıldır, rengi nedir bilen yok. Yerini tarif etseler de gidip görsek. Hatta ülkemizin tek yetkili şahsiyetinin işaret parmakcığı yorulmasın diye, o düğmeye biz bassak!

Lafı uzatmayayım. 
Bizlerden "Emeklim!" diye söz eden Ahmet Bey, zammın nasıl uygulanacağını da aşağı yukarı şu sözlerle anlatıyor: 
"Temmuz ayında emeklilere rutin olarak TÜFE oranında zam yapılacak. Bu artıştan sonra maaşı bin liranın altında kalanlara seyyanen 100 lira zam yapacağız. Yine maaşı 1.000 ila 1.100 lira arasında olan emeklilerin maaşını da 1.100 liraya tamamlayacağız. Yani bir emeklinin 800 lira maaşı varsa 900 lira olacak. 1.000 liraya kadar, 100 liralık artışla tamamlanacak. 1.020, 1.030 lira maaşı varsa o da 1.100 liraya tamamlanacak. Aradaki denge muhafaza edilecek. Bu artıştan emeklilerin yaklaşık yüzde 60'i istifade etmiş olacak." 

Of anam, of! 
Hem de emeklilerin % 60'ı yararlanacakmış. 
Yani 6 milyon emekli...

Önce şu biline; Ahmet Bey’in emeklim dedikleri arasında ben yokum. Ben Ahmet Bey’in değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin emeklisiyim. Ahmet Bey ve onun partisi gibi iktidarların kıygısına uğramış emekli bir vatandaşım. Hem de çalıştığı yıllar boyu; daha maaşı eline geçmeden, o maaşın çok büyük bir kısmı vergi ve sigorta gideri olarak müsadere edilmiş bir vatandaş!.. 

Hepsinin vaatleri şuydu: 
“Emekli olunca seni ve aileni çok iyi yaşatacağız. Kimseye muhtaç olmayacaksınız. Hastalanınca sağlık hizmetlerinin en iyisini alacaksınız. Üstüne üstlük vesaire vesaire ve hatta bir kez daha vesaire..."

Hadi canım siz de! 
Hiç de öyle olmadı.

EMEKLİNİN GARİBAN TAKIMINA ÖLÜMCÜL BASKI
Emekliler, en büyük sıkıntıları "A Ka Pe" döneminde yaşadı. Emekliyi korkutan bir dolu kısıtlamayı sümen altından piyasaya salıp, “Bunu bilmem ne birliği, bilmem ne bankası şart koşuyor.” diye bizlerle dalga geçip durdular. Ödümüz koptu. Sonra da gördükleri her mikrofonun önünde durup; baskılara karşı arslanlar gibi karşı koyduklarını, onlar iktidarda oldukça hiç kimsenin o kısıtlamaları yaptıramayacağını söylediler. Yarattıkları hayali düşmana karşı verdikleri bu savaş sonucunda da “oylarımızı avlayıp" milletin anasına methiyeler düzen müteahhitlere ödüller verdiler.   

Ahmet Bey de "aka"sı gibi üfürmeye devam ediyor. Ediyor ama bizler de çok şey öğrendik artık. Örnek mi? Bu komik rakamlı zam, istisnanın dışında kalan diğer emekliler için laf salatasından ibaret. Malum, istisnalar çok küçük bir kümeyi ilgilendireceği için bütünü etkilemez. Şu % 60'ı nereden çıkardıysa bir anlatsa... 
Anlatsa da öğrensek.  

ÖNCE MAAŞLARI HATIRLAYALIM
Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanına verilen maaş; ödenekler, örtülü ödenek, emekli maaşı ve daha birçok yan ödeme hariç 43.750 liradır. “Git, işlerimizi adam gibi idare et!” diyerek, TBMM’ye gönderdiğimiz vekillerinse 23.400... Cumhurbaşkanı'nınki mutlaka daha fazladır. Ben o rakama erişemedim. Bu nedenle bir tek, vekâlet verdiğiniz milletvekillerinin emekli maaşını yazabileceğim. En kıyağından 7.500 gayme... Dedim ya, bunlar vekillerinizin, bir de siz asillerin durumuna bakalım.

En düşük işçi emeklisi maaşının; 2014 yılında 1.047 lira olduğunu, 2015 Ocak ayındaki komik artışla bunun 1.071 liraya çıktığını, Temmuz ayında enflasyon farkıyla birlikte % 2,72'cik bir zam uygulansa bile bu maaşın dev (!) bir artışla 1.100 lirayı birkaç kuruş da olsa aşacağını, Hükûmet yetkilileri sağır sultana bile duyurdu.  

Yaptığım hesapların dışında tuttuğum en düşük memur emekli maaşının, şu anda, 1.350,92 TL olduğunu da aklımızda tutalım.  

SADAKA MI MAAŞ MI?
Emekli maaşlarını maaştan saydığımı sanmayın sakın! 
Açlık sınırının 2015 Ocak ayında 1.307, aynı aya göre yoksulluk sınırınınsa 4.094 lira olduğunu çok iyi bilmekteyim. Bilemediğim şeyse kaç yetkili, vekil ya da bakanın olayın vahametini kavrayabildiği... 

BU ZAMDAN KİMLER YARARLANACAK? 
İlan edilen işçi emeklisi maaşları daha az sanıyordum. 
Meğer bildiklerim yanlış, sanımsa münafıklıkmış. 
"Münafık olduğunu nasıl anladın?" derseniz, televizyonları gösteririm. 
Çünkü Hükûmet yetkilileri, çıktıkları her televizyon kamerası önünde, bildiklerimden farklı şeyler anlatıp durdular. Şimdi ben de onların bu söylediklerinden yararlanarak, basit bir tespit yapacağım. Tekrarlıyorum; bu tespitte kullanacağım tüm veriler, A Ka Pe Hükûmeti’nin rakamlarıdır. 

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, 2014 sonlarındaki basın toplantısında; emekli aylıklarının taban rakamlarında gerçekleştirdikleri büyük (!) artışı hikâye etmiş ve demişti ki, "Şu an, en düşük SSK taban aylığı 1.047 TL"… 

Bu rakamı, yine onun ve diğer Hükûmet yetkililerinin verdiği 2015 yılı zam rakamlarına uyguladım. Temmuz ayında ulaşacağı rakamı da ellerimle yazdım. 
Sonuç 1.100 lira 13 kuruş.

Gelelim işin özüne... 
İlginç zam metodu Temmuz ayı ücret artışlarından sonraki rakamlara uygulanmayacak mıydı? Başbakan söyledi, aynen öyleydi. 

İyi, ama yine onların verdikleri bilgilere göre, Temmuz ayında maaşı 1.100 liradan düşük kimse kalıyor mu? Hayır, çünkü en düşük maaş 1.100 lira 13 kuruş oluyor.

Öyleyse hangi 800 ve hangi 900 liraya, 100 TL zam yapılacak? 
Hangi 1.000 lira ve küsuratı 1.100 liraya tamamlanacak? 
Dalga mı geçiyorlar? Devlet erkini ellerinde bulunduranlar, bizlerle alay mı ediyor?

"Emekli Sandığı"na bağlı emeklilerin durumu net... Çünkü hepsi, 1.100 liranın üzerinde maaş alıyor. Diğer emeklilerin alacağı zam ve bundan yararlanacak emekli sayısı da yukarıdaki satırlarda netleşti. O hâlde iş, 2015 Temmuz ayında zam alacak emekli sayısı ve yapılacak zammın miktarını açıklamaya kaldı. Hadi, kimseye zahmet olmasın. Onu da ben açıklayayım: "Sıfır kişiye sıfır lira zam!"... 

Lütfen sizler de bir göz atın; bakın bakalım, yanlışım var mı?

KİMLERE İNANACAĞIZ?
- Açıklamayı yapan Bakan Çelik, kimlerin bakanıydı?
- Hem Recep Tayyip Erdoğan’ın hem de Ahmet Davutoğlu’nun.
- Erdoğan ve Davutoğlu kim? 
- Türkiye’yi yöneten “A Ka Pe Hükûmetleri”nin halef selef iki başı…
- Doğru rakamı, bu iki başla SGK'nın başındaki Çalışma Bakanı'ndan iyi kim bilir? 
- Hiç kimse!
- Bu demece resmî bir yalanlama geldi mi? 
- Hayır! 
- Peki bu rakamlar SGK’nin resmî sitesinde de yayınlandı mı? 
- Evet! Birkaç saniye önce baktım, aynen duruyordu.

O hâlde aşağıdaki soruları sormak hakkım değil mi?
Zamdan yararlanacak milyonlarca emekli nerede? 
Yoksa Çanakkale'deki "Norfolk Alayı" gibi Uzaylılar tarafından enselenip atta mı götürüldüler? Var mı sorumu cevaplayacak babayiğit?

Sesiniz buraya gelmiyor! 
Bağırın biraz!





Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN