Papa, İnsanları Aldatan Bir Sahtekârdır [Günay Tulun]




Papa, kürsüye çıktı ve Hristiyanların yüzlerce yıllık kinini, “Soykırımcı Ermeniler”le işbirliği yaparak, dünyanın üstüne kustu. Yüzsüzce, rezilce, ahlaksızca…
Sözcükleri, yaptığı rezilliği anlatmak için özenle seçtiğimi sanmayın. Asla! Yaptığım tek şey, gerçeğin; bir de benim kalemimden yayınlanmasıdır, o kadar!

PAPA'YA HODRİ MEYDAN
Papa, gerçeği söylediğim için beni mahkemeye versin. İğrenç iftiraları ortaya çıkmasın diye tarafsız bir mahkemeye başvuramaz. Bunu biliyorum. Siyasi ve dinî gücünden yararlanıp, taraflı bir mahkemeye de gidebilir. 

İşte ona açık çek! Taraflı mahkemeyi de kabullenirim. Hiç olmazsa gerçekleri anlatma fırsatı çıkar. Hatta bu konuda, Papa’yı kışkırtırım bile:
- Efendi, bir parça cesaretin varsa; şu yediğin herze konusunda benimle hesaplaş… Hadi, ister mertçe ister karakterince… Çık karşıma, çık ki hesaplaşalım. Onun bunun ardına saklanma… Malum ayak oyunlarını oynamana da izin veriyorum. Hadi gel!

PAPALIK, HRİSTİYANLARI GÜNAHA İTEN BİR ÇIKAR KURULUŞUDUR
İsa aleyhisselamın, Allah’ın oğlu olmadığını bile bile, işin doğrusunu, temsil ettiği dinin mensuplarına açıklamayan, hâlâ o zavallıları sömüren bir zihniyetten ne beklenir ki? Allah’ın dinini paganist bir dine dönüştüren bu insanların, saçma sapan çağrılarına itaat edilme sebebiniyse hiç anlayamam.

Haçlı Seferleri”ni yaratan, kışkırtan, sayısız insanın ölümüne neden olan da yine böyle bir "papa"ydı. 

PAPA KUSUYOR
Francesco denen ve bana göre akıl dışı bir işe soyunan Papa, şunları söylüyor:
“Son yüzyılda insanlık ailemiz 3 büyük ve eşi görülmemiş trajedi yaşamıştır. Bunların ilki, ‘genel olarak 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olarak görülen’ ve ilk Hristiyan toplum olan siz Ermeni halkının yanı sıra, Katolik ve Ortodoks Suriyelilere, Asurilere, Keldanilere ve Yunanlara çarpandır. Piskoposlar, rahipler, dindarlar, kadınlar, erkekler, yaşlılar ve hatta savunmasız çocuklar ve hastalar bile öldürülmüştür.”

BUNDAN SONRA TÜRKLERE KARŞI İŞLENECEK CİNAYETLERDEN PAPA SORUMLUDUR
Bireh bireh bireh! 
Ahlaksıza bak! Kaşla göz arasında; Suriyeli, Asuri, Keldani diye saydırıverdi. Batı Anadolu'da büyük soykırım yapan Yunan'ı da soykırım mağduru diye yutturdu. Aynen "Soykırımcı Ermeni"yi yutturduğu gibi... Zaten Yunan da aynı tezi işleyip duruyor. 
Al birini vur ötekine...   

At be Papa! At ki, Ermenilere yeni fırsatlar doğsun. Anadolu insanına, Karadağlı kardeşlerimize yaptıkları gibi yeni soykırımlara girişsinler. 
Diplomatlarımızı yeniden öldürsünler. 
Unutma ki bundan sonra işlenecek her cinayetin sorumlusu sensin!

YÖNETİCİLERİMİZ KÜKREYİVERDİ 
Arslan gibi kükreyen yöneticilerimiz, Papa'ya gereken cevabı anında (!) verdi. 
Bu cevapları yayınlamazsam haksızlık etmiş olurum.  

Başbakan:
- Sayın Papa'ya ve bulunduğu makama yakışmamıştır. 

Diş İşleri Bakanı Çavuşoğlu:
- Papalık makamının ifadeleri karşısında büyük hayal kırıklığı ve üzüntü duyduk. Tarihî gerçeklerden uzak, tek taraflı anlatının esiri olmuş ifadeleri Papa’nın bugünkü konuşma metninden okuyarak, acılar arasında hiyerarşi kurulduğu ve seçici davranıldığı ve bu yapılırken sadece Hristiyan Ermenilerin acılarından bahsedilmesine, Müslümanlara ve diğer inanç grubundan ölenlere hiç yer verilmemesine anlam veremedik.  Vatikan’ın izlediği bu tutum karşısında mutlaka bir tepki vereceğiz. İlişkilerimizde güven kaybına yol açan bugünkü gelişmelere mutlaka karşılık verilecek. 

Yine Diş İşleri Bakanı Çavuşoğlu:
-  Papa ayrımcılık yapıyor. 

Yeniden Diş İşleri Bakanı Çavuşoğlu:
-  Maalesef tarih, siyasete alet edildi. Her şeyden önce bir din adamının özellikle son yıllarda artan ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük karşısında hoşgörü, barış ve kardeşlik mesajı vermesi gerekiyordu. 

Dış İşleri sözcümüz:
- Hayal kırıklığı ve üzüntü duyduk. Güven kaybına yol açtı. 

Dış İşleri Bakanlığı açıklaması:  
- Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı istişarelerde bulunmak için Türkiye’ye çağrıldı.

İŞTE DİPLOMASİ İŞTE ANINDA MUKABELE 
Ağlar nitelikli bu müthiş cevaplar karşısında, Papa’nın ödü kopmuş olmalı. 

Papalığa bağlı olan, olmayan ne kadar “piskopos, patrik, kardinal, papaz, rahibe, okuyucu, diyakoz, keşiş” varsa tir tir titremektedir şimdi... 
Geri çağırma olayıysa fos bir eylem.
Her Ermeni olayında büyükelçilerimizi Ankara'ya çağırıyor, sonra kös kös geri yolluyor; ondan sonra da bunun adına "Sert tepki" diyoruz. 
Geçin babam, geçin bunları!

Cumhurbaşkanı’na gelirsek…
Her şeye anında “Ey!” diye başlayan cümlelerle cevap verme âdetinde olmasına rağmen, şu ana kadar hiç ses etmedi. Tüm günü futbolculara nasihat etmekle geçti. Allah bilir ya yarın da görmez. 

Aslında görse ne yazar! O cevap anında verilmeliydi. Hem de Papalığın cinayetlerini saydırarak. Mukabele denen şey budur. Diplomasinin kuralları da böyle der ama nerede bizde o kural? Ara ki bulasın.
    
Muhalefetse yazım yayına girene kadar, Cumhurbaşkanı’nı taklit etmekteydi. 

BU PAPA, RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN İLK KONUĞU DEĞİL MİYDİ?
Bu Papa'yı, methiyeler düzerek Türkiye'ye davet eden, Erdoğan Bey'in ta kendisiydi. Papa, Kasım 2014'te gerçekleşen bu ziyaretle kaçak sarayın ilk konuğu olarak tarihe geçti. O ziyarette, Recep Bey; "Farklı düşündüğümüz hiçbir şey yok" derken acaba ne kastetmişti?

Papa'nın daha o zamandan Ermenilerin yanında yer aldığı, Türkleri soykırım suçlusu olarak işaret etmeye hazırlandığı belliydi. Bu açıkça yazılıp konuşuluyor, Papa'ysa çelişkili ifadelerle zımni teyitler yapıyordu.  

Bir ükeyi yöneten erk, bu kadar görüş bozukluğu yaşayabilir mi? 
Yaşarsa iktidarda kalabilir mi? 
Kalıyor işte...

Peki ama olayların akla uygun açıklaması var mı? Bence var! 
İyi de suçlu kim? Kim olacak; kendilerini "tek adam"a göre ayarlayan tüm siyasetçi, bürokrat ve asker takımıyla o tek adamın ta kendisi suçludur.   

AVRUPA TÜRKLERE KARŞI COŞMAYA HAZIR

Avrupa'da birçok basın organı Papa'nın cesur çıkışından söz ediyor. Cesur ve haklı... Üstelik şaştıklarını belirterek; "Bu yeni bir şey değil ki, Papa Jean Paul II'de yıllar önce aynı şeyi söylemişti." diyorlar. 
Buradan da şu ortaya çıkıyor, vatanımızın onuru için bir arpa boyu yol yürünmemiş. Yürümeyen kim? Yönetenler!

İtalyan muhalefetinin aşırı sağcı lideri Matteo Salvini'yse ileri gidenlerden biri. Şöyle konuşuyor: "Soykırımı tanımayan bir ülke, bırakın AB'ye girmeyi, Avrupa'yla üyelik müzakereleri yürütmeye bile layık değildir. Papa Francesco'ya Türkiye'nin maskesini düşürme cesareti gösterdiği için teşekkür ediyorum. İlgili parlamentolara mektup gönderip, Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle müzakerelerde bulunmasını engelleyeceğiz."

Görüyorsunuz, bela "Geliyorum!" diye bağıra bağıra geldi.
Türkiye'yi yönetenler ve onların uyduruk gündemleri peşinde koşturan Türk halkı hariç, tüm dünya bugünün geleceğini biliyordu. Ermeni ve Fransızlar, yazıp söylediler bunu... İnanmayan o sitelere baksın. Gün, ay, yıl verdiklerini, neredeyse saat bile yazdıklarını görürler.

YAŞANANLARA TÜRKİYE'NİN TEPKİSİ
Türkiye'nin tepkisine gelince...
İnanın hiç kimsenin umurunda değil. 
Çünkü A Ka Pe Hükûmeti, Doğu'da olduğu gibi Batı'da da büyük güven kaybetti. Duyacağımız; en fazla birkaç "vah vah!", sonra "Bovazici, raki, sis kepap sok gud!".

Ey, Türkiye’yi Yöneten ve Yönetmeye Talip Olanlar!
Ey, Türkiye’deki Kurumların Yöneticileri!
Ey, Türkiye’deki Sivil Toplum Kuruluşları!
Hepsinden de önemlisi: Ey, Türk Halkı! 
Neredesiniz?

Adamlar yıllardan beri bugüne hazırlanmaktaydı.
Sizlerse fuzuli işlerle saçma sapan gündemlerle birbirinizin kuyusunu kazmakla meşguldünüz. Hem sakın ola ki bu iş burada bitti sanmayın. Devamı var. Hem de 36 kısım, tekmili birden! Hazırlanın, mucize olmazsa beterleri gelmekte... 

İşin en acı yanıysa, soykırımcılar tarafından soykırımla suçlanmak.  

Biliyorum, bana kızanlar var.
Kendi ilgisizliğini saklamak için “Kafasını Ermenilerle bozmuş!” diyenler bile çıkabilir. Aslında kızdığım Ermeniler değil, bu ilgisiz tipler. 
Yani "görmekten, duymaktan, konuşmaktan korkan"lar.
Görün, bakın; anlı şanlı gazetelerimizle anlı şanlı yazarlarımızı izleyin. 
Olayı görmezden gelecek ya da bir iki basit cümleyle geçiştireceklerdir. Herkese nasihat verirler ama polemik yapıp özelle geneli karıştırmakta da üstlerine yoktur. Sorarsanız, hepsinin Ermeni arkadaşları vardır ve onları gücendirmek istememektedirler. İyi ama Ermenilerin Türk arkadaşları yok mu? Onlar büyük bir rahatlıkla ağızlarına geleni söylüyorlar. 

Bizim tarafta hiçbir şey değişmeyecek. Yarın, sosyal paylaşım ağlarında lay lay lomlar en fazla tıkı alacak. Hilkat garibesi vücudunu sergileyen Kim Kardashian'ın cıbıl fotoğrafları defalarca beğenilecek. Garip ama gerçek de bu!.. 

Az önce hitap ettiğim insanlara soruyorum:
Bu vurdumduymazlığa bu aymazlığa, korkup sümen altına saklanmanıza değdi mi? 
Değdi mi masum ölmüşlerimize leke atılırken yalnızca yutkunmaya? 
Değdi mi adlarınızı lekeletmeye? 
Değdi mi geleceğiniz olan çocuklarınızın soykırımcı tanımıyla kirlenmesine? Torunlarınızın, doğmamış bebelerinizin soykırımcı olmasına?.. 

Değdi mi?
İçiniz rahat mı şimdi?



Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN