Mescid-i Aksa'da Hutbe Okumanın Bedeli Zırhlı Mercedes mi [Ömer Sağlam]

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, amcasının Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e mercedes marka makam aracı tahsis etmekte kararlı gözüküyor. Hem de zırhlısından(1) Bizim millet, 1 milyonu aşan fiyatıyla zırhsızına karşı çıkmıştı, bakalım 4 milyonu bulan zırhlısı karşısında ne yapacak? "Ne yapacak" dedimse öylesine dedim. Çünkü bu koyun sürüsü millet, şimdiye kadar neleri sindirmedi, neleri sineye çekmedi ki! Şimdiye kadar sindirdiklerinin yanında Mehmet Görmez'in fiyatı 4 milyon TL'yi geçeceği söylenen zırhlısını sindirmesi devede kulak bile değil.

Benim aklımın almadığı; Diyanet İşleri Başkanı titri taşıyan bir adam zırhlı mercedese neden ihtiyaç duyar? Anlaşılan şahsi korkularından ve kuşkularından dolayı koruma ordusuyla dolaşan Sayın Cumhurbaşkanı, bu korkularına ülkenin Diyanet İşleri Başkanı'nı da alet ediyor. Erdoğan, geçenlerde bir televizyon yayınında gazeteci Mehmet Barlas'a "Diyanet İşleri Başkanı'na Cumhurbaşkanlığı emrindeki zırhlı mercedeslerden birisini tahsis edeceğini" söylemiş. Hatta ilgili gazete haberine göre değeri, 3 milyon 953 bin TL olan zırhlı mercedes, Mehmet Görmez'in emrine çoktan gönderilmiş bile(2). Bunun adı, düpedüz milletle dalga geçmek ve milleti hafife almaktır. Amiyane tabirle söyleyecek olursak; milleti iplememektir...

Bihruz Bey ve Araba Sevdası
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in mercedes makam aracının gündem teşkil etmesinden beri hep Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası" isimli romanı aklıma geliyor. Nedense Mehmet Görmez'e her baktığımda, söz konusu romanın kahramanı Bihruz Bey'i görüyorum ben!

Ancak sözümüzün burasında Sayın Görmez'e bir uyarımız olacak; R.Tayyip Erdoğan, görevden alacağı bürokratlarının altına öncelikle zırhlı mercedes tahsis eder. Arkasından da bir yolunu bulur onu görevden alır. Bunun en son örneği ise İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'dür. Hatırlayın lütfen; Zekeriya Öz, TSK'ye kumpasın somut örnekleri olan Ergenekon ve Balyoz Davaları kapsamında koca koca general ve amiralleri enselerinden tuttuğu gibi Silivri zindanına tıkarken amcasının tahsis ettiği zırhlı mercedesinde ne kadar da havalı pozlar veriyordu.

Peki, bir zamanlar zırhlı mercedesinin arka koltuğuna göbeğini sererek kara gözlüklerinin arkasından alaycı gözlerle, tutuklanan onca general ve amirale bakarak geçen Zekeriya Öz'ün şimdilerde nerelerde olduğunu bilen var mı? Bilmeyenler için biz söyleyelim, hazret, İstanbul Başsavcı vekilliğinden alınarak önce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine, oradan Bolu Cumhuriyet Savcılığı'na atandı, oradan da sokaklara! Umarım, Mehmet Görmez'in akıbeti de böyle olmaz. Bu sebeple; "İbret-i Âlem" kasılmalarıyla ve kibriyle kendisine tahsis edilen 1.006.064 TL'lik mercedesi iade eden Mehmet Görmez'in, aynı eda ve kasılmalarla 4 milyonluk zırhlı mercedesi de derhal iade etmesini beklemek millet olarak bizim hakkımız olsa gerekir. Üstelik önemle belirtelim ki; bu mille şimdiye kadar ne bir Şeyhülislam'a karşı, ne de bir Diyanet İşleri Başkanı'na karşı herhangi bir saygısızlık yapmış değildir.

Dolayısıyla; Mehmet Görmez'in, Diyanet İşleri Başkanı olarak zırhlı mercedese binerek dolaşmasını gerektirecek hiçbir tehlike yoktur bu ülkede. Sayın Görmez, keşke mercedes tutkusuyla ve mercedes makam aracıyla gündeme gelmek yerine, halka dönük icraatlarıyla gündeme gelmeyi başarabilseydi. Tıpkı Cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı Merhum Rıfat Börekçi gibi. Ancak ne yaman çelişkidir ki; Sayın Görmez, bu milletin hafızasında hep Mustafa Sabri Efendi ve Dürrizâde Abdullah Efendi gibi şeyhülislamlarla birlikte hatırlanacaktır...

Mehmet Görmez Çoktan Görevden Alınmalıydı...
Aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti ciddi bir şekilde yönetiliyor olsaydı, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in şimdiye kadar çoktan görevden alınmış olması gerekirdi. Zira, statü olarak Türkiye'deki binlerce bürokrattan birisi  olan Diyanet İşleri Başkanı, devletin başı olan Cumhurbaşkanına açıkça yalan söylemiştir!

Hatırlayın lütfen; Cumhurbaşkanı, Sayın Mehmet Görmez'in "İbret-i Âlem için" efelenmesiyle iade ettiği mercedes marka makam aracı için geçenlerde








İHH Başkanı Bülent Yıldırım'a aittir:

"Türkiye’den İsrail’e Türk Yahudileri içerisinden askere gidenler var ve askerliğini orada yapanlar burada askerlikten muaf oluyorlar.  Bu 1993’te Bakanlar Kurulu’nda alınmış bir karar ve çok kolay kaldırılabilmesine rağmen hükümet bunu kaldırmıyor... Buradan giden her Türk vatandaşı saatlerce aramaya tabi tutuluyor, çırılçıplak soyuluyor. Ben çırılçıplak soyulan milletvekilleri bilirim. Fakat İsrail’den Türkiye’ye gelirken ellerini kollarını sallayarak geliyorlar. Ayrıca doğalgaz anlaşmalarının el altından yapılması, birtakım şirketlerin bu anlaşmaların içinde yer alması, bazı bürokrat ve siyasilere ortaklıklar teklif edilmesi, ortaklıkların kapalı kapılar ardında kurulması, ticaret hacminin artması... Bütün bunlar İsrail’e şunu söyletiyor: ‘Biz istediğimizi parayla satın alabiliriz.’ Yerlere atılan Kur’an-ı Kerim bizim, fakat demek ki İsrail’le ticaret yapan Müslüman tüccarların değilmiş diyorum.”(4).

F.Bülent Yıldırım'ın, başta Erdoğan olmak üzere; seçim meydanlarında "Mursî", "İhvan", "Rabiâ" ve "Esmâ" diyerek yeri göğü inleten, Mursi ve 106 arkadaşı hakkında verilen idam cezaları üzerine, Mısır ile olan ikili ilişkilerimizin büsbütün içinden çıkılmaz hal almasına aldırmaksızın El-Sisi yönetimine olmadık hakaretler edenlere de söyledikleri var medyada. Diyor ki Bülent Yıldırım: "Mursi'nin seçimlere girmesi için AKP ısrar etti. Mısır'da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye'nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı. Çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı...”(5).





___________
1-http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29071163.asp,
2-http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/erdoganin-inadi-millete-4-milyon-tlye-mal-oldu-839495/,
3-

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN