Algı Yönetimi ve İstikşafi Görüşmeler [Ömer Sağlam]





Halkımızın "pireyi deve yapmak" ve "akı kara göstermek" şeklinde dillendirdiği deyimlere günümüz siyasi literatüründe "Algı yönetimi" diyorlar. Siyasi literatürde algı yönetimi, siyaset adamlarının, siyaset sihirbazlarını kullanarak, yönetmiş oldukları halkı kandırmak, gerçekleri ve yanlışları onların gözünden kaçırmak, halkın tepkisini sağıp soğurarak bu tepkileri kendileri için zararsız hale getirmek için başvurdukları bir yönetim sanatıdır.

Algı yönetimi, siyasi tarih için yeni bir şey de değildir. Tarihin hemen her döneminde uygulanmış, üstelik yöneticiler açısından bazen geçici, bazen kalıcı olarak olumlu neticeler de alınmıştır. Hatta algı yönetimi, kutsal kitaplara bile konu olmuştur ki; bunların en meşhuru, Firavun ile Hz. Musa arasındaki mücadele sırasında Firavun tarafından kullanılan algı yönetimidir. Kur'an'ın bildirdiğine göre Firavun, yönetmiş olduğu halk üzerindeki ilahlık iddiasını güçlendirmek için ülkenin dört bir yanındaki sihirbazlarını çağırarak halkın gözü önünde Hz. Musa ile bir güç yarışına girişmiştir. Sihirbazlar Firavun'dan almış oldukları talimatla ellerindeki ipleri yere atarak birer yılan olmalarını sağlamışlar ve halkın gözünü bu yolla boyamaya çalışmışlar, hatta rivayete göre, Firavun'un sihirbazları bir ara Musa'ya karşı üstünlük bile sağlamışlardır. Ancak sonunda Allah'ın yardımıyla Musa elindeki asayı yere atarak ejderha olmasını sağlamış ve bu ejderha Firavun'un adamlarının yılanlarını bir bir yutarak Firavun'un yaratmış olduğu algıyı bertaraf etmiştir.

Yine Kur'an'ın bildirdiğine göre; Firavun, veziri Haman'a yüksek bir kule yaptırarak Musa'nın tanrısı olan Allah'ı gözetlemeye kalkışmış ve bu işlemi yaptıktan sonra "Musa'nın Allah'ını göremedim, dolayısıyla o büyük bir yalancıdır" diyerek yönetmiş olduğu halkı peşinden sürüklemeye çalışmıştır.

Açık söylemek gerekirse; Türkiye 2002'den beri tam anlamıyla bir algı yönetimi ile karşı karşıyadır. Ekonomiden tutun da, uluslararası ilişkilere, sosyal ve kültürel hayatımıza varıncaya kadar toplumsal hayatımızın hemen her yanında müthiş bir algı yönetimiyle kuşatılmış bulunmaktayız. En basitinden iktidar, İMF'ye olan birkaç milyar dolarlık borcun ödenmesini, bir ekonomik başarı öyküsü gibi halka yansıtırken, miktarı yüzlerce milyara ulaşan iç ve dış borçlara hiç değinmemektedir. Merkez bankası rezervlerini şu kadar milyar dolar arttırdıklarını ve ülkeyi duble yollarla donattıklarını söylerken, bu paranın kaynağının, devletin elinde bulunan hemen bütün iktisadi teşekkülleri ve ekonomik değeri olan pek çok varlığı babalar gibi satarak elde edildiğini bir türlü söylememektedir halka.

Sürekli olarak Türkiye'yi bir dünya devleti haline getirdiklerini söylüyorlar ama dış ilişkilerin Esat'ın adını Eset, IŞİD'in adını DAİŞ yaparak, Mısır ile ilişkileri Rabia işaretine, İsrail ile ilişkileri İHH'nın Gazze'ye yardım konvoyuna indirgeyerek bu ülkelerle, ayrıca Libya'da çatışan gruplardan birisinden yana taraf olarak Libya ile ilişkilerimizi bozduğundan hiç bahsetmemektedir.

Aynı yönetim anlayışı, AKP-CHP arasında yürütülen koalisyon görüşmeleri için de geçerlidir. Millet koalisyon görüşmeleri yapılıyor zannediyor. Oysa anlıyoruz ki; bu görüşmeler koalisyon görüşmesi değil, koalisyon görüşmelerine başlanabilir mi şeklinde muhatabına yoklama çekme görüşmeleriymiş! Onun için de millet anlamasın diye adına "İstikşafi" görüşmeler diyorlar. Nedir istikşafi? "keşfe çalışma, araştırma, yoklama" anlamlarına geliyor. Açıkçası AKP ve CHP, bu isim altında günlerdir milleti oyalamakla meşguller. Bülent Arınç'ın dün yapmış olduğu "CHP ile hükümet kurulamaması durumunda, rotamızı hemen MHP'ye çeviririz. Çözüm süreci çok antipatik geliyorsa bazı insanlara, ona başka bir isim koyabiliriz" şeklindeki oldukça samimiyetsiz açıklaması da zaten bunu göstermektedir.



 


Ömer Sağlam

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN