Matematik Öğretmenliğim ve Falcılığım Üzerine [Ömer Sağlam]

11 Ağustos'u 12 Ağustos'a bağlayan gece oldukça garip bir rüya gördüm. Bu konuda cereyan yapsın da bir nebze de olsa serinlik gelsin düşüncesiyle evin balkon kapısını ve pencerelerini açarak fanila-don yatmamın bir etkisi var mı bilmem. Ancak gördüğüm rüya gerçekten de çok enteresandı.

Efendim rüyamda matematik öğretmeni olmuşum ve sınıfta öğrencilerime ders veriyorum. Oysa ben hayatımda matematiği hiç sevmedim ve öğrencilik yıllarımda da bu dersten oldukça başarısız birisiydim. 10 üzerinden 5-6 ile zar zor geçtim hep. Yani sevmediğim ot, rüyamda da olsa burnumda bitmişti. Ancak kurtardığım bir taraf vardı rüyamda; problem veya bilmem kaç bilinmeyenli denklem filan çözmüyor, sadece matematiğin önemini anlatıyordum öğrencilerime.

Bu rüyayı facebook sayfamda paylaşıp, arkadaşlarımın yorumlamalarını istediğimde ilk yorum üniversiteden istatistik hocam Prof. Dr. Özer Serper'den geldi. Hocam beni "10 üzerinden 5-6 alarak Türkiye ortalamasını tutturduğum için zeki bir adam olarak nitelendirmekle birlikte falcılardan ve rüya tabircilerinden yardım istediğim için akıllı olmamakla..." itham etti. Bir hanım arkadaşım da özelden benzer bir mesaj çekince baktım iş sarpa saracak "Madem falcılardan ve rüya tabircilerinden fayda yok ve Özer Serper Hoca örneğinde olduğu gibi şimdi bazı dostlarım gereksiz yere beni defe koyacaklar, o halde kendi rüyamı kendim yorumlayayım bari..." diye bir bağlama çekerek ve bir internet sitesinde(*) branşlar için verilen rakamları esas alarak şu yorumu yaptım rüyamın altına:
MEB son on yılın en büyük öğretmen atamasını yapacakmış. Tam 37.000 öğretmen ataması yapılacak bu kez. Bu 37.000 kişilik kadro içinde aslan payını "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri" alıyor. İ.H.L. meslek dersleri için yapılan atamaları da eklediğimizde Din ve Ahlak Eğitimi için yapılan atamaların sayısı 4.288'e çıkıyor. Anlaşılan dindar toplum yetiştirme sevdasında olan hükümet, bu işi gayet ciddiye almış bulunmaktadır. Ayrıca yabancı dil kontenjanı içinde yer alan Arapça için 141 kadro ayrıldığını ve bu 141 kadronun da İlahiyat fakültelerinden mezun olan öğretmen adayları içinden atanacak olmasını dikkate alırsak, hükümet, İlahiyat Fakültesi mezunlarına toplam 4.429 kadro tahsis etmek suretiyle hem bu fakülteleri, hem de bu fakültelerin öğrenci kaynağı olan İmam-Hatip Liselerine büyük bir teşvik sağlamış bulunmaktadır.

İlginçtir; 37.000 kişilik kadro içinde en büyük paylardan birisi de yabancı dil branşına ayrılmıştır. Arapça için ayrılan 141 kişilik kadroyu yabancı dil branşında saydığımızda, yabancı dil branşına ayrılan kadro "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği" branşına ayrılan kadrodan bile 100 fazladır. Bu sayının içinde en büyük pay ise 4037 ile İngilizce. Almanca için 202, Fransızca için 4 kadro ayrılırken, Arapça için 141, Çince için 1, Rusça için 2 ve İspanyolca için 1 kadro ayrılmıştır. Yaşayan diler ve lehçeler adı altında Kürtçe (Kurmançi-14 ve Zazaki-3) için de 17 kadro ayrılmış bulunuyor.

37.000 kişilik kadrodan yabancı diller için 4.388 ve kürtçe için 17 kadro tahsis eden hükümet, Türkçe için 1.612, Türk Dili ve Edebiyatı için de 1071 olmak üzere; Türk Dili ve Türk Edebiyatı için toplam 2.683 kadro tahsis etmiş bulunmaktadır. Anlaşılan bu ülkenin insanları, Türkçeyi yalamış-yutmuş bulunmaktadır. İşte bu noktada Konfüçyüs'ü rahmetle anıyorum. Çünkü o, dili, bütün problemlerin çözümünde birincil anahtar saymaktadır. Şu rivayet ona atfedilir:
Konfüçyüs'e sorarlar:
- "Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız ilk olarak ne yapardınız?"
Büyük düşünür şöyle karşılık verir:
- "Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle işe başlardım."Ve dinleyenlerin meraklı bakışları karşısında sözlerine devam eder:
- "Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

Bu sebeple milletler için dil önemlidir ve Türk Çocuğu, her şeyden önce Türk'ün ses bayrağı olan Türk Dili'ni en iyi şekilde öğrenmek zorundadır.

37.000 kişilik kadro içinde 2.471'i ilköğretime yönelik olmak üzere; 3.637 kadro matematik öğretmenleri için, 2213 kadro da (Fen Bilimleri-1.412, Fizik-399, Kimya-402) Fen bilimleri için tahsis edilmiş bulunmaktadır. Anlaşılan AKP iktidarı, muasır medeniyet seviyesine matematik ve fen bilimleri sayesinde geliştirilecek teknoloji ve sanayi ile uzun yoldan ulaşmak yerine, din ve iman gücüne dayanarak ışık hızıyla ulaşmak niyetinde. Bu sebeple de din kültürü ve ahlak bilgisi kadrolarını haddinden fazla şişirirken, matematik ve fen bilimlerine çok az kadro tahsis etmiş bulunmaktadır.

Sizler benim önceki gece gördüğüm rüyayı nasıl yorumlarsınız bilmem ama ben buna yordum dostlarım. Olası koalisyon hükümeti kurulmazdan önce kendi seçtiği öğretmenleri, belirlenen kadrolara yerleştirerek devleti büsbütün ele geçirmek niyetiyle sözüm ona cinlik peşinde bizim altı oyulmuş ve meclis çoğunluğunu kaybettiği için büyük ölçüde yok hükmüne düşmüş hükümetimiz! Onun için biraz da sarayın bastırmasıyla koalisyon kurma konusunda ayak sürümekle meşgul.

Şu anda tarih 18.08.2015, saat 15.00. Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu devlet konukevinde koalisyon görüşmeleri için son kez bir araya gelmiş bulunuyorlar. Bizim kanaatimiz, sırf bu 37.000 kişilik kadroyu kendi adamlarıyla doldurmak niyetiyle bile olsa AKP-CHP koalisyonunun kurulmayacağı ve AKP'nin seçimlere kadar azınlık hükümetiyle devam edeceği istikametindedir. Eğer önümüzdeki saatlerde koalisyon konusunda olumlu bir gelişme olursa, bu durum benim için kesinlikle sürpriz olacaktır...





Ömer Sağlam


(*)http://ozancorumlu.com/37-000-ogretmen-atamasi-brans-kontenjanlari/

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN