Rusya, Savaş ve Soykırım Suçlusudur [Günay Tulun]




Rusya, herkesin gözünün içine baka baka, açık açık savaş ve soykırım suçu işliyor, tüm dünyanın önünde de bu suçları işlemeye devam ediyor. 

Bu konudaki elebaşları da Putin ve ona "Emret!" diyenler.

Rusya, anlaşmalarla Türkiye’nin himayesi altında bulunan “Halep Türkmenleri”ne karşı işlediği ve işlemeye devam ettiği savaş ve soykırım suçlarından dolayı yargılanmalı. Eğer, idealleri gerçekten de kutsal kabul edilmiş özgür bir dünya ve onun “Birleşmiş Milletler” denen bir kurumu varsa Rusya, mutlaka ve mutlaka acilen yargılanmalı. 


Yalnız “Halep Türkmenleri”ne değil, Ukrayna halkına, Kırım Tatarlarına, Çeçenlere karşı yaptığı soykırımlar nedeniyle de… Onlarca yıl öncekiler değil; hemen, daha çok yeni, çok taze olanlardır konum. 

Bu Putin, bana, Çar Deli Petro ve Stalin karışımı bir zalimmiş gibi geliyor. Putin adını her duyduğumda onları anımsıyorum. Allah beterinden korusun.

Önce soykırım suçunu ele alalım.
1948 tarihli “Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”nin ikinci maddesinde, açıklıkla yazılmış olan soykırım tarifini vereyim de Rusya’nın işlediği suç hakkında kimsenin kuşkusu kalmasın. Sözleşme diyor ki; “Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun tümden ya da bir bölümüyle yok edilmesi amacıyla yapılan şu hareketlerden herhangi biri soykırımdır: Grup üyelerinin öldürülmesi, grup üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, grubun yaşam koşullarının ‘tüm grup ya da grubun bir kısmı için’ fiziksel yıkım yaratmak amacıyla kasten bozulması, gruptaki doğumları engelleyecek yöntemler uygulanması ve çocukların gruptan zorla alınarak başkalarına verilmesi…”

İşledikleri savaş suçuna gelince…
Rusya, Halep Türkmenlerinin hastane ve okullarını bombalıyor. Hem de aynı yeri defalarca… Bunun için de Türk ve dünya televizyonlarını takip ediyorlar. “Bugün hastane bombalandı, okul bombalandı” diye bir haber yapıldıysa o gün bombaladıkları yerlerin fotoğraflarına bakıp, hastane ve okul olma ihtimali bulunan yerleri tespit ediyorlar. Sonra da o koordinatlara, yeniden bomba yağdırıyorlar. 

Yeniden yeniden ve yeniden… Bugün de öyle yaptılar.

Bu olay; “1899 ve 1907 tarihli Lahey Sözleşmeleri” ile “1864, 1906, 1929 ve 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri”ne göre, açıkça işlenmiş ve işlenmeye devam edilmekte olan bir savaş suçudur. 


Çocuklara ve sivillere yönelik korkunç bir suçları daha var. 

Kardeşlerimizin tepesine misket bombası yağdırıyorlar.
Bu bomba yasaklanmadı ama yine de en kalleş en zalim bombalardan biri olduğunu bilin. Nedenini anlatayım. Atılan bombalardan her biri yarım ton civarında. Zalimliği kaç ton olduğunda değil, içinde... O yarım tonluk bombaların her birinin içinde iki yüz küsur sarı şeritli bomba var. Önce ana bomba patlıyor, sonra içindeki iki yüz küsur misket devreye giriyor. Minik paraşütleri vasıtasıyla salkım saçak dağılıp, geniş bir alana yayılarak patlıyorlar. Bitti mi hayır, patlayan her misketten iki bini aşkın şarapnel çıkıp etrafa yayılıyor. Bitti mi? Yine hayır! O misketlerden en az yirmisi patlamıyor. Düştüğü yerde toprağın birkaç santim altına girdiği gibi üstte de kalabiliyor. Siviller için korkunç bir tehlike... Çünkü mayın özelliği var. Bassan patlıyor, ellesen patlıyor. Çocuklar renginden etkilenip dokunuyorlar. Sonucu siz tahmin edin. Bu misketlerin bir kısmı da saplandığı yerde yıllar boyu kalıyor. Rusların binlerce bomba yağdırdığını düşünsenize... 
Ben, bunun anlamını yazamadım. Ne gönlüm ne de elim varmadı. 

Bebekmiş, çocukmuş, yaşlıymış, gençmiş, öğrenciymiş, çiftçiymiş; milis ya da sade vatandaşmış hiç ayırt etmeden Türkmenlerin tepesine yağdırdıkları bombalardan biri de "Uranyum bombası"! Bu bilgiyi teyit ettirebilirsem konuyla ilgili bir sonraki yazımda daha geniş bir şekilde anlatacağım. 

Yaptıkları çirkin kışkırtmalara da bakalım.
Halep Türkmenleri tek taraflı değil, anlaşmalarla Türkiye Cumhuriyeti’nin himayesindedir. Işıd’i bombalıyoruz yalanıyla onları bombalamak, başlı başına bir savaş nedenidir. Bilin ki Işid bugüne dek ancak göstermelik bombalandı. Bombalar yalnızca Türklerin üstüne yağdırılıyor. Bu konuda İran da en az Rusya kadar suçlu… Fırsat bu fırsat ya, Esad Bey’imiz de artan petrol ihtiyacını Işid’den karşılıyor. 

Petrol dedim de unutmadan hemen yazayım. Hazer Denizi'ndeki petrol platformunda çıkan yangın kimin eseridir dersiniz? Onca cana mal olan katliamın emrini kim verdi dersiniz? Sizce de belli değil mi? 
Sebep; Azerbaycan, Türk TIR'larının geçişlerine yardımcı oldu. Ayrıca gaz konusunda da destekleyeceğini belirtti. Bu, Putin'e göre affedilemez bir suç! Karabağ sorununu yaratan, Ermenilerin Azerbaycan Türklerine soykırım yapmasına önayak ve destek olan Rusya ve onun son çarı Putin yeni bir suça daha imza attılar. İllallah dedirttiler, sıktılar artık.

Önceki yazımda, Rusların diğer kışkırtıcı davranışlarından örnekler vermiştim. Bugün bu çirkin davranışlarına komiğin de komiği, çocukça ama Montrö’ye tümden aykırı bir yenisini eklediler. Karadeniz Filosu’ndaki “Ropucha-1” sınıfı “I58 Caesar Kunikov” adlı çıkartma gemisi, İstanbul Boğazı’ndan geçerken, üst güvertede görevlendirilmiş bir asker; ateşlemeye hazır bir füze atarla tüm geçiş süresi boyunca İstanbul’u tehdit etti.

Doğu Akdeniz’deki diğer Rus gemilerine katılacak olan bu gemi bir çıkartma gemisi… Çıkartma gemisinin karasularımızla kentlerimizi tehdit eder pozisyonda konuşlanan diğer gemilere katılacak olması, neye işaret ki? Sahillerimize çıkartma mı yapacaklar? Tövbe tövbe!..

Rus savaş gemilerinin boğazlarımızdan rahatça geçmesine izin veriyoruz. Oysa bu kadar rahat geçmelerine engel olacak birçok nedenimiz var. Yanlış yapıyoruz. Uluslararası ilişkiler, mütekabiliyet deyip durduğumuz karşılıklılık esasına dayanır. Madem öyle, Rusya’nın yaptıkları misliyle karşılık görmelidir.

Kışkırtmanın dozuna bakın: Rus savaş uçakları hem dün hem de bugün, askerî karakolumuzun hemen birkaç metre ötesini bombalayıp durdular. Yaşananlar, sizce de akıllı insan işi mi?
Tüm bunlar, kimlerle muhatap olduğumuzun göstergesi…
Ülkemizin onuru açısından, hemen karşı tedbirler alınmalı. Aynı nedenle de gerekli cevaplar hemen verilmeli. Ben savaş karşıtı bir insanım ama iş bu hâle geldikten sonra “Barış istiyoruz, biz dostuz, ihracatımız, inşaatımız, işçilerimiz” diye hüngürdemenin hiçbir anlamı yok. 


Adamlar sıkıştırdıkça sıkıştırıyor, çocukça hakaretler yağdırmaya doymuyor, saçmaladıkça saçmalıyorlar. Akıllı olalım derken, Türkiye’nin onurunu da yerlerde süründürmeyelim. 

Rusya sanıldığı kadar büyük değil. Gözümüzde fazla büyütmeyelim. Bir çılgın ve ona biat etmiş başka çılgınlar tarafından yönetilmekte olması kimseyi ürkütmesin. 

Biz öyle çılgınlara da çılgınlıklara da alışığız.
Ne alışığı, şerbetliyiz, şerbetli!..



Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN