Bili Boy Az Önce Öldü [Günay Tulun]



Onu bir kış günü tanıdık. 
Öyle ürkek öyle masumdu ki!..
Hülya kızımız, bir sokak kedisinin ağzından almış, sonra oğlumla birlikte bakmışlar. Evdeki kedinin davranışları tedirgin edince de bize getirdiler.

Güzel, rengârenk, pırıl pırıl bir muhabbet kuşuydu.
Naifliği insanın içindeki koruma güdülerini ayağa kaldırıyordu. 
Ona “Bili Boy” adını vermişler. Bizse yalnızca “Kuş” diye seslendik. 

Islık ya da sesle “Kuş” dediğimizde bakar, kendisine seslenildiğini anlardı.
Evde müzik çalındığında ya da televizyonun yayınladığı spor karşılaşmalarında; anlatıcının sesine uyar, keyifle şakırdı. 

Kafesinin kapısı sürekli olarak açıktı. Ara sıra kafesini terk eder ama balkon kapısının açık olduğu anlarda bile evin dışına kaçmazdı. 

Genelde iki, nadiren üç günde bir temizlediğimiz kafesinde bir problem olduğunda çıkar, salonun farklı bir yerinde konaklar; bir, iki gün geri dönmezdi.
Dönmesi için kafesi peşinde gezdirirdik. 

Bir kez kandırıp kafese soktum. O da yalnızca bir kez. Bir daha kandıramadım.
Hani kuş beyinli diye bir söz var ya, o günden beri düşünürüm:
O söz acaba biz insanlar için mi? 

Bir ihtiyacı olduğunda ayaklarımın dibine dek gelir, terliğimin üstüne çıkar ve ona ıslıkla hitap ettiğim şekilde "Canım, Kuş ya da eşimin adı"nı çağırarak seslenirdi bana... 

Korkmasın diye elimize almazdık. O da zaten böyle şeylerden hoşlanmazdı. 
Bugüne dek, o da zorunluluk nedeniyle iki kez elime aldım. Birincisinde güçlü bir şekilde gagalamış, parmağımda iz bırakmıştı. Saklanıp, hiçbir şey yemeden kafes dışında bir buçuk gün geçirdiğinde, yakalayıp ikinci kez elime aldım. Yine gagaladı. O an bir terslik olduğu duygusuna kapıldım. Gagalayışı eskisi gibi güçlü değildi. Kafesine koydum. Birkaç saat sonra geldiğimde yine yoktu. Aradık, bulduk. Kuytularda saklanmıştı. Hızlı hızlı nefes alıyordu. Sandık ki yakalandığı için… 

Biraz sonra tekrar kafes dışına çıktı, görmezden geldik. Yeniden baktığımızda, kafesinin kapısında yüzü kafese dönük duruyor. Pençeciklerini tellere geçirmiş daha da hızlı nefes alıyordu. Kafesi alıp yanımıza indirdikten hemen sonra boylu boyunca uzandı. Belli belirsiz nefes almaktaydı. Hemen elime aldım. O ele gelmekten hoşlanmayan “Kuş” çaresiz bir şekilde avucumda duruyor, gözlerini açabildiği anlarda teslimiyet duygusu içinde bana bakıyordu. Su içirmeye çalıştım. Nafile…

Hemen hayvan hastanelerini aradık. Aradıklarımız ya millî maç aşkıyla cevap vermedi ya da mesaisinin gündüz olduğunu söyledi. Maç vardı ve mesaileri gündüzdü ama gitmekte olan da bir candı. Öyle kanıksamışlar ki!.. 

Sonunda Suadiye’deki Anatolia Hayvan Hastanesi bize olumlu cevap verdi. Yavrucuğu avuçlarımın arasından hiç ayırmamıştım. O durumda hastaneye ulaştık. Müdahalesi yapıldı ama hayati riskinin olabileceği de söylendi. 

Onu yine avuçlarımın arasından ayırmadan eve döndük. Tembih edildiği şekilde ilk ilacını verdim. Bir süre daha avucumda durdu. Bir ara ayaklanmaya da çalıştı. Bunu görünce iki saat sonraki ilacını verene kadar uyuyabilmesi için kafesine götürdüm. 

İki saat sonra yanına gittiğimde ölmüştü. 

Öyle yalnız, yapayalnız… 
Ona yuva olamayan kafesin telleri üstünde… 

Vedalaşamadık bile… 
Keşke avuçlarımdan bırakmasaydım.

Gencecikti, şu dünyada topu topu bir buçuk yıl yaşamıştı. 
Ne yazık ki onu da azgın bir kedinin yarattığı travma yüzünden esir gibi…

Şimdi biz su içerken, o içemeyecek.
Şimdi biz yemek yerken, o yiyemeyecek.
Şimdi biz konuşurken, o konuşamayacak.
Şimdi biz şarkı söylerken, o şakımayacak.

Candı, canandı... 
Artık çalınan her müzikte, oynanan her maçta onun sesini arayacağım. 
Bulamamanın hüznünü yaşayacağımı biliyorum. 
Özledim şimdiden. İnanın, özledim! 

Minicikti... Minnacık!
insanda koruma duygusu uyandırırdı. 
Emanetti! 
Emanete hıyanet ettim.
Koruyamadım! 


Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN