Eceli Gelen Öküz Kasabın Bıçağını Yalarmış [Ömer Sağlam]


CHP'nin, FETÖ operasyonları kapsamında "Mağduriyetler yaratılıyor" diyerek konuya ilişkin politikasını, sadece "Mağduriyet" söylemi üzerinden yürütmesi yanlıştır.
Unutulmamalıdır ki; FETÖ, dünyanın en iyi yalan söyleyen örgütüdür!
Temeli yalan, amacı talan olan bir örgüttür FETÖ.
15 Temmuz kalkışması bunu apaçık göstermiştir.
Dolayısıyla; CHP'nin, FETÖ mensuplarının yalanları üzerinden ve Başbakan'ın dün akşam Afyon'dan yapılan canlı yayında söylediği üzere; 100.000'i aşan mağduriyet dilekçesi üzerinden sürekli hükümete yüklenmesi, yanlıştır ve bu politika CHP'ye hiçbir şey kazandırmaz.

Takınmış olduğu tavır sebebiyle, FETÖ'nün bütün oyları CHP'ye kaysa bile bu oyların oranı %1 bile değildir. Hele de 15 Temmuz'dan sonra.
Zira 15 Temmuz darbe girişimi sebebiyle, bu örgütün ne mal olduğunu görerek, örgütten ayrılan ve örgütle arasına mesafe koyan vatandaşların sayısı hiç de az olmasa gerekir.
Eğer hâlâ örgütte ısrar eden varsa, onların ruhuna zaten Fatiha.
Onlardan bir halt olmaz artık.
Çünkü onlar arkı mankurtlaşmış canlılar durumuna gelmişlerdir.

Evet, FETÖ soruşturması kapsamında mağduriyetlerin yaşandığına biz de inanıyoruz. Özellikle bu örgüte mensup birçok kişinin "İTİRAFÇI" adı altında, en yakın ve masum arkadaşlarını bile gerektiğinde gammazlamaktan asla çekinmiyor olmaları ve insanlara olan düşmanlıklarını, kin ve garazlarını, FETÖ üzerinden tatmin etmeye çalışan ahlak zafiyeti içindeki kimi mahlukların da asılsız ihbar ve şikayetleri yüzünden bu türlü mağduriyetlerin yaşanması mümkündür.

Esasen örgüt elebaşının, darbeye kalkışanları, "yapmasalardı" diyerek bir anlamda satması ve yüzüstü bırakması da gösteriyor ki; bu örgüt mensupları, gerektiğinde en yakın arkadaşlarını bile satabilecek karakterde, yani karaktersiz insanlardan oluşmaktadır.

Bu anlamda, HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz'ın FETÖ soruşturmasında FETÖ'nün haberleşme sistemi olan "ByLock" programını kullanan 300’ün üzerinde hâkim ve savcının itirafçı olduğunu açıklaması ve “Bu itirafları görünce yabancı meslektaşlarımız utanacaklar” şeklindeki sözleri aslında ibretlik sözlerdir.

Anlaşılan; itirafçı olan bu 300 hakim ve savcı, dün devletin aleyhine olmak üzere FETÖ'ye hizmet ediyorlardı, bugün de sözüm ona "İTİRAFÇI" adı altında FETÖ'nün aleyhine devlete hizmet edeceklermiş!
Duy inanma!

İhanet virüsü bir kere beyinlere girmeye görsün; hain her yerde haindir, bugün ona ihanet eden, yarın bir başkasına ihanet edecektir.
Dolayısıyla; görevleri hakim ve savcılık da olsa, bu adamların itiraf adı altında verecekleri bilgilere itiyatla yaklaşmakta fayda vardır.
Bunlar gammazcı da olabilirler!

Hatta bu durum; soruşturmayı sulandırmak için devreye sokulmuş bir FETÖ oyunu da olabilir. Bu sebeple bu adamların verdikleri bilgiler, somut belgelerle desteklenmedikçe, sırf bunların hakim ve savcı sıfatlarına bakılarak, verdikleri bilgilere istinaden, insanlar hakkında işlem yapılması risklidir ve yeni hukuksuzluklara sebep olabilir.
Ancak zaman içinde bu tür mağduriyetler mutlaka giderilecektir.
Aksi takdirde adaletin olmadığı bir ortamda devlet ayakta kalamaz.

Dolayısıyla; CHP yönetiminin, adeta "Eceli gelen öküz kasabın bıçağını yalarmış" sözünü doğrulatırcasına, FETÖ mensuplarına sırf hümanizm adına sevgi gösterilerinde bulunmaları yanlıştır.
Unutulmasın ki; bu örgüte mensup kişiler, tarihin hiç bir döneminde CHP'ye iyi gözle bakmayan kişilerdir.
Eğer darbe amacına ulaşsaydı, hiç şüphesizdir ki; okkanın altına ilk gidecek olanlar CHP ve CHP'liler olacaktı.
Çünkü en başka bu örgüt, CHP'nin kurucularının kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmayı amaçlamış bir örgüttür.

Kılıçdaroğlu, sürekli olarak hükümeti "darbe fırsatçılığı" yaratmakla suçlamaktadır.
Esasen çok da yanlış değildir bu iddia.
Zira Askeri liselerin ve Harp okullarının kapatılması ve kanunla yapılması gereken diğer bazı iş ve işlemlerin KHK'lerle yapılıyor olması, zihinlerde böyle bir izlenim yaratmaktadır.

Ancak CHP'nin "Mağduriyet" söylemi de zaman içinde "darbe fırsatçılığına" dönüşecek bir karakter taşımaktadır.
Bir zamanlar bütün politikasını, FETÖ'nün kumpası olduğu ileri sürülen 17-25 Aralık operasyonlarına teksif eden CHP'nin, şimdi de bu örgütün yarattığı "Mağduriyet" yaygaraları üzerine teksif ediyor olması, CHP'nin, büsbütün FETÖ'ye teslim olduğu gibi bir izlenim yaratmaktadır kamuoyunda.
İktidar partisi zaten buradan vurmaktadır CHP'ye...




 Ömer Sağlam

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN