Fanatizmin Körlüğü [Günay Tulun]

İçtiğimiz sudan mı genlerimize yuvalanmış bir arızadan mı yoksa
eğitim sistemimizin yaşamla ilgili hiçbir şey öğretmemesinden midir bilemiyorum ama bildiğim şeyler de var. Birilerinin ya da bir şeylerin peşine takılıp gitmeyi çok seviyor, bunu bir yaşam tarzı olarak benimsiyor, hatta şartlandırılmış akıl tutulmalarıyla uğurlarında ölümü ve öldürmeyi bile göze alabiliyoruz. En akıllımız en zekimiz en donanımlımız dahi siyaset ve sporda inanılmaz koyulukta fanatik. Ne önümüzde yaşananları doğru dürüst görebiliyor ne de görüp duyduklarımızı gerektiği şekilde anlayıp yorumlayabiliyoruz. Takım tutar gibi parti, parti tutar gibi de takım tutuyoruz. 

FENERBAHÇE-VARDAR MAÇI
Buraya nasıl geldiğimi anlatayım. Fenerbahçe futbol takımı, Avrupa ligine çıkabilmek için Vardar'la oynuyor. Şener, rakip oyuncunun kendisine değmesini sağlıyor ve o futbolcunun kontrolsuz hareketi sonucu oluşan hafif bir temasla da ceza sahası içinde düşüyor. Hem Fenerbahçeli futbolcular hem de maçın analizini yapan yorumcular pozisyonun penaltı olduğunu söylüyorlar ama hakem es geçiyor. 


CÜNEYT ÇAKIR'DAN CENK TOSUN'A YAPILAN HAREKETE PENALTI 
Oysa aynı insanlar, bu maçtan birkaç gün önce oynanan Beşiktaş-Antalyaspor maçında, Vardarlı futbolcunun yaptığı hareketin katmerlisine maruz kalan Cenk Tosun lehine penaltı veren hakem Cüneyt Çakır'ı yerden yere vurdular, vurmaya da devam ediyorlar. Hatta hatta, ara sıra da dozu arttırılmış hakaretlerle adamcağızın kişilik haklarına tecavüz ediyorlar.  

ERMAN TOROĞLU GERÇEĞİ 
Türk futbol dünyasında "Yorumcu Erman Toroğlu" diye bir gerçek var.
Karşısında da birkaç istisna hariç, onun ağzına bakan diğerleri... 


Futbolseverlerin yakından bildiği bu hatırlatmayı yaptıktan sonra, yine Beşiktaş-Antalyaspor maçına dönelim. O maçın ilk yarısını televizyondan izleyen A Spor yorumcusu Erman Toroğlu, devre arasındaki TV programında, pozisyonun penaltı olmadığını anlatan ifadeler kullanıyor. Diğer yorumcuların neredeyse tamamı bu anı beklediğinden gerekli mesajı alıyor ve maç sonu yorumlarında kullanmak üzere ceplerine koyuyorlar. Maç bittikten sonra yeniden ekranda boy gösteren Toroğlu, pozisyon hakkında bir ara şüpheli ifadeler kullanıyor ama başlangıçta "Penaltı değil!" dediği için bir türlü sözünden dönemiyor. "Diğerleri" dediklerimse Erman Toroğlu'dan da beter bir hâlde, koro kurmuşlar, Toroğlu'ndan öğrendikleri "Dönülmez Yorumların Ufkundayız, Vakit Çok Geç"i teganni ediyorlar. 

FANATİZMİN ESİRİ OLANLARDAN ADALETLİ OLMAYI BEKLEMEYİN 
Futbolda 2017-18 sezonu başladı ya, yorumcu rezaletleri de hemen devreye girdi. "Objektifim" figürleri saça saça fanatizmin doruğunda geziniyor, bilinçli olarak kitleleri tetikleyecek yorumlarda bulunuyorlar. 

FENERBAHÇE VARDAR'LA ÖNEMLİ BİR MAÇ OYNUYOR YORUMCULAR BEŞİKTAŞ'LA 
En garibime gidense Fenerbahçe-Vardar maçı gibi ülkemizin UEFA sıralamasına etki edecek önemli bir maç oynanırken, biri Galatasaraylı diğeri Fenerbahçeli iki yorumcu karşı karşıya geçmişler, Beşiktaş'ın haksız penaltıyla fazladan bir gol attığını konuşuyorlar. Nedense akıllarına, o gol silinse bile Beşiktaş'ın maçı kazanmış olduğu için 3 puan elde edeceği, aynı hafta oynanan Göztepe-Fenerbahçe maçındaysa Fenerbahçe'nin ofsayttan attığı golle rakibinin 2 puanını gasp ettiği ve mağlubiyetten kurtulduğunu konuşmak gelmiyor. 

Fanatizm işte böyle çirkin bir şey! Kendinizin hatalarını görmez, gördüğünüzdeyse başkalarını da işin içine iterek hatalarınızı "Ama o da yaptı!" şeklindeki çocukça ifadelerle hafifletmeye çalışırsınız. Onun da ötesi küfür...

İŞİN DOĞRUSU NE 
Fanatizmin kucağına düşmüş olanlar çok kızacak ama o penaltı kararı doğruydu. Neden derseniz:  
1- Cenk'e karşı kontrolsüz bir hareket var mıydı? Vardı! 
2- Cenk'in gidişi ayak temasıylla engelleniyor muydu? Engelleniyordu
3- Cenk  ayakla engellenirken aynı anda da el temasıyla itiliyor muydu? İtiliyordu! 
4- Bu hareketler ceza sahası içinde mi oldu? Evet! 

E, daha ne olması gerekiyordu ki, rakibinin Cenk'i vurması mı?
Koşsanız ve koşarken aynı hareketler size yapılsa Cenk'ten beter olacağınız kesin! Denemesi bedava... 


HADİ GELİN BİR DE FUTBOL KURALLARINA BAKALIM
Futbol kurallarını incelersek, 12. kurala bakmamız gerek.
12. kural bakın ne diyor:

Fauller ve Fena Hareketler
Direk ve endirek serbest vuruşlar ve penaltı vuruşları yalnızca top oyundayken yapılan ihlal ve kusurlar için verilebilir.
- Direk Serbest Vuruş 
Bir oyuncu aşağıdaki ihlallerden birini hakemin kanaatince dikkatsiz, kontrolsüz veya aşırı güç kullanarak bir rakibine karşı yaparsa bir direk serbest vuruş verilir. Şarj yaparsa, üzerine sıçrarsa, tekme atarsa veya atmaya teşebbüs ederse, iterse, vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse (kafa atmak dahil olmak üzere, ayakla müdahale (tackle) ederse veya mücadele ederse, çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse...
- Temas
Eğer bir ihlal temas içeriyorsa, direk serbest vuruş veya penaltı vuruşu ile cezalandırılır.
- Dikkatsizlik 
Oyuncunun mücadeleye girdiğinde dikkatsiz ve düşüncesiz davrandığı veya tedbirsiz hareket ettiği anlamına gelir. Disiplin cezasına gerek yoktur. Kontrolsüz, oyuncunun rakibi için tehlike veya sonuçlarını düşünmeden hareket ettiği anlamına gelir ve ihtar verilmelidir.
- Aşırı güç kullanma
Oyuncunun gereğinden fazla güç kullandığı ve rakibin sağlığını tehlikeye düşürdüğü anlamına gelir ve oyuncu oyundan ihraç edilmelidir. 

Neymiş efendim, anlayamadıysanız bir kez hatta bir kez bir kez daha okuyun.

VE RIZA ÇALIMBAY
Rıza Hoca'ya gelince...
Sevgili Hoca'm, farkındayız, sana yakışan zarafet içinde hakemi eleştirdin. İyi de ondan önce futbolcunu eleştirmen gerekmez miydi? Ters bacakla müdahale etmenin, aynı anda da rakibini itmenin ne anlamı vardı? Yoksa o saçmalıkları yapması için Cenk Tosun büyü yapıp garibin aklını mı bağladı?

SONUÇ
Sakın ola ki; fanatiklere, televizyon ve gazetelerde ahkâm kesen yorumculara kapılıp da ruhunuzdaki sportmene zarar vermeyin. Onların hepsinin bir hesabı var. Kimi köşe kapmanın kimi tetik düşürmenin kimi de eski bir hesabın, örneğin stada adımını attığı anda kendisine küfür eden taraftarlardan ya da yanlış karar verdiği için kendisini tenkit eden kulüplerden intikam almanın peşinde...
Gerisi lafügüzaf!                                                                                        



  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN